İNSAN DÜŞÜNEN VARLIKTIR.

29 Aralık 2012 Cumartesi

HERKES KENDİ MERKEZİNDEN BAKAR, DOĞAL OLARAK "KENDİ MERKEZLİ" GÖRÜR...




Fizikçi, matematikçi,kimyacı, jeolog 
ve antropologdan oluşan bir heyet, bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır.Hemen yakında ki
bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz
ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar
yukarıda, altındaki dizili taşların üzerindedir.Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı: “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece
daha kolay yakmayı amaçlamış”;
Fizikçi: “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş”;
Jeolog: “Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan, herhangi bir deprem
anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış”;
Matematikçi: “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın
düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış”;
Antropolog: “Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi
olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarı kurmuş.” der.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir:
“Boru yetmedi de efendim!”
İNSANLARI ANLAMAK ZORDUR...
HERKES KENDİ MERKEZİNDEN BAKAR, DOĞAL OLARAK "KENDİ MERKEZLİ" GÖRÜR...
NE KADAR FARKLI BAKARSAK BAKALIM, ORTAK PAYDAMIZ İNSAN
OLMAKTIR VE İNSANIN İNSANLIĞA İNSAN OLMAKLA GETİRDİĞİ BİR
BORCU VARDIR, HOŞGÖRÜ VE ADALET...


6 Aralık 2012 Perşembe

Hiç Biri Bizim Değil!

yıldız

Aldığımız nefesi geri veriyoruz, tabi kirletilmiş olarak.
Seviştiğimiz bedenler bizim değil, güç veren ve biz olmayan bizler yaratan her şeyi satın alabilen para, bizim değil. Madem bütün duygular gelip geçiyor; hazlar, öfkeler; aşklar, nefretler bizim değil. Kelimeleri bile hangi kombinasyonda kurarsak kuralım, cümleler bizim değil.
En özelimiz sandığımız beden bile toprağa dönüşüyorsa, bu yaşam bizim değil.
Oysa ne yürekler paralandı aşk uğruna, toprak parçaları can aldı, gözyaşları ile yıkandı kaç umut.
Boşuna   bunca  çaba.
Ömrünü harcadığın koltuk takımları, buzdolabı, hep daha fazlasını isteyen o insani hırs, parçalanan dostluklar, eski aşklar boşuna. Hiçbir şeye sahip olmak için bunca çaba. Savaşlar, açlıklar, katliamlar boşuna.
Ruhunu götürebildiğin bile meçhulken gidişinde, hiçbir şey bizim değil.
Bu çaba boşuna...

Candan Ünal