İNSAN DÜŞÜNEN VARLIKTIR.

29 Aralık 2012 Cumartesi

HERKES KENDİ MERKEZİNDEN BAKAR, DOĞAL OLARAK "KENDİ MERKEZLİ" GÖRÜR...




Fizikçi, matematikçi,kimyacı, jeolog 
ve antropologdan oluşan bir heyet, bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır.Hemen yakında ki
bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz
ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar
yukarıda, altındaki dizili taşların üzerindedir.Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.
Kimyacı: “Adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece
daha kolay yakmayı amaçlamış”;
Fizikçi: “Adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş”;
Jeolog: “Burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan, herhangi bir deprem
anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış”;
Matematikçi: “Sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın
düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış”;
Antropolog: “Adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi
olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarı kurmuş.” der.
Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar. Adam cevap verir:
“Boru yetmedi de efendim!”
İNSANLARI ANLAMAK ZORDUR...
HERKES KENDİ MERKEZİNDEN BAKAR, DOĞAL OLARAK "KENDİ MERKEZLİ" GÖRÜR...
NE KADAR FARKLI BAKARSAK BAKALIM, ORTAK PAYDAMIZ İNSAN
OLMAKTIR VE İNSANIN İNSANLIĞA İNSAN OLMAKLA GETİRDİĞİ BİR
BORCU VARDIR, HOŞGÖRÜ VE ADALET...


6 Aralık 2012 Perşembe

Hiç Biri Bizim Değil!

yıldız

Aldığımız nefesi geri veriyoruz, tabi kirletilmiş olarak.
Seviştiğimiz bedenler bizim değil, güç veren ve biz olmayan bizler yaratan her şeyi satın alabilen para, bizim değil. Madem bütün duygular gelip geçiyor; hazlar, öfkeler; aşklar, nefretler bizim değil. Kelimeleri bile hangi kombinasyonda kurarsak kuralım, cümleler bizim değil.
En özelimiz sandığımız beden bile toprağa dönüşüyorsa, bu yaşam bizim değil.
Oysa ne yürekler paralandı aşk uğruna, toprak parçaları can aldı, gözyaşları ile yıkandı kaç umut.
Boşuna   bunca  çaba.
Ömrünü harcadığın koltuk takımları, buzdolabı, hep daha fazlasını isteyen o insani hırs, parçalanan dostluklar, eski aşklar boşuna. Hiçbir şeye sahip olmak için bunca çaba. Savaşlar, açlıklar, katliamlar boşuna.
Ruhunu götürebildiğin bile meçhulken gidişinde, hiçbir şey bizim değil.
Bu çaba boşuna...

Candan Ünal


19 Ekim 2012 Cuma

AŞK




“Ama şimdi onu yitirirsem, onu elimden alırlarsa, ruhum sokaklara düşer, rastgele bir yabancıdan sevgi dilenir, o değerli zehirden birazcık olsun tatmak için yalvarıp yakarır.”

Katherine Mansfield

15 Ekim 2012 Pazartesi

Mutlu bir beraberlik yaşa


Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm.

Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime karşılık vermedi, sadece sebebini sordu.

Bir cevap veremedim ve buna ço
k sinirlendi elinde ki Çatal Bıçakları fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime konuşmadık. Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne olacağını merak ediyordu, ama onu tatmin edecek bir şey söyleyemeyecektim. Ben Jane'e aşık oldum, eşimi sevmiyorum artık.

Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi hazırladım, Evi, Arabayı ve Şirkettin 30% ona verecektim. Sözleşmeye kısa bir süre baktı ve yırttı. 10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı olmuştu. Onun harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim, Jane'e çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim beklediğim bir tepkiydi. Onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu. Bir süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı haline gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güçlü hissediyordum ve doğru karardı.

Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve Eşimi Masada yazı yazarken gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden uyumaya gittim. Jane ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım ve onu hala yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umurumda değildi ve başımı çevirip uyumaya devam ettim..

Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde sundu. Benden hiç bir şey istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay müsaade istedi ve bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun sebebi Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Bir şey daha vardı, benden onu Evlilik Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve 1 ay boyunca her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi. Kafayı yediğini düşündüm, ama son günlerimizin iyi geçmesi acısından, kabul ettim.

Sonra bu şartlardan Jane bahsettim, yüksek ses ile gülüp bunun çok saçma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul etmek zorunda kalacağını söyledi.

Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri Fiziksel temasta bulunmadık. Bu sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya götürdüğümde tuhaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış yapmaya başladı 'Babam Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri canımı acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim gözlerini kapattı ve kulağıma' Oğlumuza boşanmamızdan bahsetme' diye fısıldadı. Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü çöktü. Kapı önünde onu bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe götürecek olan Otobüsü bekledi. Bende tek başıma Ofise gittim.

2. Gün bu oyunu oynamak bize daha kolay gelmişti. Eşim başını Göğsüme yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime uzun süredir bakmadığımı anladım. Ve onun Evlendiğim zaman ki kadar Genç olmadığını fark ettim. Yüzünde hafif çizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü. Gecen yıllar öylesine yanından geçmemişti, O an kendime ona bununla neler yaptığımı sordum.

4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven duygusu yaşadım. Bu bana Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın.

5. Gün bu güven duygusu daha da büyümüştü. Bundan Jane bahsetmedim. Günler geçtikçe onu taşımak daha da kolaylaşmıştı, belki de bu sayede yaptığım antrenman dan dolayıdır bu.

Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken izledim. İsyan ederek her gün kıyafetlerin biraz daha bol geldiğini söyledi. Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini fark ettim. Demek ki onu her sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu. Bu kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. Farkında olmadan başını okşadım. O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi. Bu hayatımızın bir parçası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya taşıması. Eşim Oğlumuzu yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı cevirdim, son anda kararımdan vazgeçmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya kadar taşıdım. Elini enseme koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı Evlendiğimiz gün gibi.

Artık Huzursuzlaşmıştım bu kadar kilo vermesinden. Son Gün onu kucağım da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz okuldaydı ve Eşime Hayatımızda ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim. Ofise gittim arabadan fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her anın kararımı değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum, yukarı varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağımı söyledim.

Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve ' Senin ateşin mi var' diye sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak istemiyorum dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil, birbirimizin değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona Evlendiğimiz Gün kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağı koşup ilk Çiçekçiye gidip Eşime bir Buket çiçek aldım, üzerinde ki Karta da'''seni her Sabah hayatımın sonuna kadar taşıyacağım''''.

Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme kapladı, elimde Çiçeklerle yatak odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü buldum. Eşim aylardır Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu fark etmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana negatif tutumundan korumaya çalışmıştı. En azından Oğlumun gözünde iyi bir Eş olarak kalmamı istemişti.

İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan. Villalar, arabalar çok paralar değil . Bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla Mutluluğun temeli olamazlar.

İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve huzur anlamına gelecek şeylere meşgul ol.

Mutlu bir beraberlik yaşa.

27 Mart 2012 Salı

BABA`NIN OĞULUNA OĞUTLERİ...

 BABA'DAN


FİNANS VE EKONOMİ KONUSUNDA,  
*TÜRKİYE'DE HİÇ BİR ZAMAN DÖVİZ ÜZERİNDEN BORÇLANMA. 
* BAŞBAKAN DAHİL HİÇ BİR SİYASİ LİDERİN VEYA BAKANIN DEMECİNE İNANIP İŞLERİNİ ONLARA GÖRE SAKIN DÜZENLEME .. 
* HİÇBİR ZAMAN ACELE KARAR VERME VE VERDİĞİN KARARDAN KOLAY GERİ DÖNME, BU DAVRANIŞ KENDİNE GÜVENİNİ ARTTIRIR.
*ARKADAŞINA KEFİL OLMAK YERİNE, EĞER İMKANIN VARSA ONA BORÇ VERMEYİ TEKLİF ET. 
* EĞER BİR MAL SATMAN GEREKİYORSA MÜMKÜNSE VADELİ SATMA, PEŞİN SAT, HATTA BİRAZ ZARAR ETSEN BİLE BÖYLE YAP. 
* KREDİ KARTI  KULLANMA 
*HİÇBİR KOOPERATİFE ÜYE OLMA ÇÜNKÜ 1990 SENESİNDEN SONRA KOOPERATİF YOLUYLA EV VEYA ARSA SAHİBİ OLMANIN HİÇBİR AVANTAJI KALMADI. 

İŞ HAYATI,
*EN ZOR TAKLİT EDİLEN İMZA , BİR DEFADA KALEMİ KAĞITTAN KALDIRMADAN ATILAN İMZADIR. İMZANI BU ŞEKİLDE ATMAYA GAYRET ET, * EN BÜYÜK VE YENİLMEYEN TEK GÜCÜN BİLGİ VE TECRÜBE OLDUĞUNU UNUTMA.. 
* HER KİME OLURSA OLSUN KEFİL OLACAKSAN ÖDEYEBİLECEĞİN RAKAMDAN FAZLASINA KEFİL OLMA , KEFALET TUTARI BELLİ OLMAYAN SÖZLEŞMELERE İMZA ATMA, AKSİ TAKDİRDE HERŞEYİNİ AYBEDEBİLİRSİN.   * BİR ARKADAŞINA BORÇ VERİRKEN HER ZAMAN GERİ GELMEYEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNEREK, SENİ ÜZMEYECEK BİR TUTARDA BORÇ VER, 
* İŞ HAYATINDA HİÇ KİMSEYE OLDUĞUNDAN FAZLA DEĞER VERME, HİÇ KİMSEYİ DE KÜÇÜK GÖRME, 
* İŞ YERİNE GİRERKEN KAPICININ ELİNİ SIK, HİZMETLİNİN HATIRINI SOR, GEREKTİĞİNDE KARŞILIKSIZ YARDIMDA BULUN. 
* YÜRÜYEBİLECEĞİN MESAFELERDE OTOMOBİL KULLANMA. 
* HİÇBİR ZAMAN GÖREVDE İKEN BİR DEVLET MEMURUNA HAKARET ETME, HATTA ONA VURMAYI AKLINDAN BİLE GEÇİRME. AKSİ TAKDİRDE BİR YILA KADAR HAPİS CEZASI ALABİLECEĞİNİ UNUTMA. 
* NOTERDE İŞİN OLDUĞUNDA MÜMKÜNSE SABAH GİTMEYE ÇALIŞ.  

OTOMOBİL İÇİN,
*OTOMOBİL SATIN ALINIRKEN SATIŞI EN KOLAY OLAN MARKA VE MODELDE ARAÇ SATIN ALMAYA GAYRET ET. BU SENİN HAZIR PARA KAYNAĞIN OLMALIDIR. ÇÜNKÜ İNSANIN BÜYÜK PARAYA NE ZAMAN ACİLEN İHTİYAÇ DUYACAĞI BELLİ OLMAZ.
* MÜMKÜNSE AYNI MARKA OTOMOBİLİN YENİ MODELLERİNİ SATIN AL, BÖYLECE TAMİRCİN HEP AYNI KALIR. 
* OTOMOBİLİNİN PERİYODİK BAKIMI İLE TRAFİK VE SİGORTA BELGELERİNİN TAM VE EKSİKSİZ OLMASINA DİKKAT ET. 
* ARABANININ TÜM EMNİYET VE GÜVENLİK SİSTEMLERİ TAM OLSA BİLE AYRICA ALARM TAKTIR. HIRSIZI CAYDIRACAK TEK ŞEY BUDUR.

EV HAYATINDA,
İYİ BİR AVUKATIN, ELEKTRİK TAMİRCİSİNİN VE SU TESİSATÇISININ ADRESİ KOLAYINDA OLSUN. + SABAH UYANDIĞINDA YATAĞINI MUTLAKA TOPLA. + İŞ KIYAFETİNİ ÇORABIN DA DAHİL OLACAK ŞEKİLDE AKŞAMDAN HAZIRLA, + GEREKTİĞİNDE ÇAMAŞIR YIKAMAYI ÖĞREN, ANCAK KENDİ GİYECEKLERİNİN ÜTÜSÜNÜN TAMAMINI HER ZAMAN KENDİN YAP. + ÇORBA, PİLAV , MAKARNA YAPMAYI, ET TERBİYE ETMEYİ VE PİŞİRMEYİ MUTLAKA ÖĞREN. + EVİN İÇİNDE CUMARTESİ VE PAZAR HARİÇ PİJAMA VEYA EŞOFMANLA DOLAŞMA, HATTA BU GÜNLERDE BİLE UYGUN BİR KIYAFET GİY. + EV İÇİNDE ÇORAPLA VEYA YALINAYAK GEZME. MÜMKÜNSE SADECE EV İÇİNDE GİYEBİLECEĞİN RAHAT BİR SPOR AYAKKABIN OLSUN. + EŞİN, AKŞAM YEMEK HAZIRLARKEN MUTFAKTAN AYRILMA YARDIMCI OL, YEMEKTEN SONRA SOFRAYI MUTLAKA SEN TOPLA. + MÜMKÜNSE HER YEMEKTEN VE TATLI YEDİKTEN SONRA DİŞİNİ FIRÇALA, YEMEK ARALARINDA YEDİĞİN APERATİFLERDEN SONRA AĞZINI SUYLA ÇALKALA, + YANINDA MENTOLLÜ VEYA NANELİ SAKIZIN HER ZAMAN OLSUN. + YEMEK ÖNCESİ VE YEMEK SIRASINDA BOL SU İÇ. + KAPIYA GELEN SATICIDAN BİR ŞEY ALMA, TLF İLE SANA HEDİYE ÇIKTIĞINI VE TESLİM ETMEK VEYA TANITIM İÇİN EVE GELMEK İSTEYENLERİ HEMEN GERİ ÇEVİR.  

TATİL YAPARKEN,  
TATİLE, SAĞLIK VE EĞİTİME HARCAYACAĞIN PARAYA ACIMA. + HER YIL YENİ BİR TATİL YÖRESİNDE TATİLİNİ GEÇİRMEYE ÖZEN GÖSTER.BU SANA ÖMÜR BOYUNCA KIRK YADA ELLİ FARKLI YERDE TATİL YAPMAN DEMEKTİR. + SAKIN DEVREMÜLK ALMA, BU SENİN ÖMÜR BOYUNCA AYNI YERDE VE AYNI ZAMANDA TATİL YAPMAN ANLAMINA GELİR Kİ BELLİ BİR ZAMAN SONRA TAD VERMEZ. AYRICA BÜTÜN YIL ÖDEYECEĞİN SABİT MASRAFLAR İSE İŞİN FAZLADAN TUZU BİBERİ OLUR.  

ÖZEL HAYATINDA,
EŞİNLE KENDİ ARANDA MESAFEYİ YOK ETME HER ZAMAN ONUNDA BİR ÖZEL YAŞAMI OLDUĞUNU KENDİ ARKADAŞLARI İLE GEZİP EĞLENME HAKKI OLDUĞUNU UNUTMA. + EŞİNİN YÜKSELEN BURCUNU KARAKTERİNİ ÇOK İYİ ÖĞREN. + ARASIRA EŞİNE SÜPRİZ YAP, EVE ÇİÇEKLE GİT, TİYATROYA BİLET AL..ONU İYİ BİR RESTORANDA MUTLAKA AKŞAM YEMEĞİNE ***ÜR. + SADECE; ALLAH’TAN, EVLAT ACISI YAŞAMAKTAN, YETİM HAKKI YEMEKTEN, KURU İFTİRAYA UĞRAMAKTAN, SABIRLI İNSANIN ÖFKESİNDEN, KORKUSUZ İNSANIN CESARETİNDEN VE KENDİ NEFSİNDEN KORK.. 

BEN BUNLARIN ÇOĞUNU YAPAMADIM 
AMA SEN YAP OGLUM..!

BABAN..

AYRICA ŞUNLARIDA UNUTMA 

.Sevinçlerini sakın erteleme.
.Her gün otuz dakika yürüyüş yap.
.Çocukların adalet sözcüğünü duyduklarında seni anımsayacak gibi yaşa.
.Kaybedecek şeyleri olmayan insanlardan kork.
.Kendini ve başkalarını affetme- sini bil.
.Ucuz araba kullan ama alabileceğin en güzel evi al.
.Adam gibi üç fıkra öğren.
.Her yemekten önce şükret.
.Bir arkadaşına gizini açmadan önce iki kez düşün.
.Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur.
.İlk yardımı öğren.
.Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma.
.Her gün altı bardak su içmeyi unutma.
.Seni seven insanları koru.
.Zor da olsa ailenle tatil yapmak için herşeyi dene, çünkü bu tatildeki anılar yaşamının en değerli anılarından biri olacak.
.Başarıyı iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zaman değerlendir.
.İyi evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma, birisi doğru insanı bul mak,ikincisi doğru insan olmak.
.Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır.
.Sevimsiz olmayacak biçimde ayrı düşüncede olmayı öğren.
.Cesaretli ol, yaşamına geri baktığın zaman yaptıkların için değil yapmadıkların için üzüleceksin.
.Çok mükemmel bulduğun bir düşünceyi başkasının engellemesine izin verme.
.Keyifsizliklerini açığa vurma.
.Evliliğini güzelleştirmek için her gün birşeyler yapmaya çaba harca.
.Nasıl bir duygu olduğunu öğrenmek için 24 saat kimseyi ve hiçbir şeyi eleştirme.
.İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme.
.Çocukların hakkında başkalarına iyi şeyler söylerken çocuklarının seni duymasına izin ver.
.Güç, sahip olduğun mallarla ilgili değildir, unutma.
.Biriyle tanıştığın zaman elini uzat ve adını söyle ama bil ki bunu aklında tutamayacaktır.
.Kalem ve not defterini hep yanında taşı.
.Zaman ve sözcükleri boş yere harcama, ikisi de çok değerli.
.Senden az ya da çok parası olanlarla paran hakkında konuşma.
.Herşeyi elde etmek için çok güç harcadıysan tadını çıkarmak için zaman ayır.
.Bir kişinin kahramanı ol.
.Neyi ve kimi desteklediğini insanlara söyle.
.Yolculuğa çıktığında cüzdanının içinde sana ait sağlık bilgileri, ev adresin ve telefon numaran olsun..
John Minum – Our World – Bütün Dünya

24 Şubat 2012 Cuma

EROS'a sormuşlar

Mitolojiye göre aşk tanrıçası  (Hani şu attığı oklarla kadınla erkeği birbirine aşık eden)
 EROS'a sormuşlar NEDEN ESKİSİ GİBİ AŞK OKU ATMIYORSUNUZ ?...  diye
EROS  cevap vermiş;:KIÇINIZ AYRI, BAŞINIZ AYRI OYNUYOR DENK GETİREMİYORUM...!:)

7 Şubat 2012 Salı

Benim en kötü hikayemi, en güvendiğim insanlar yazdı.

Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler çıktı ama olsun ben yine sadece hislerimle yaşadım.. 
Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim... Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim... 
Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim... 
Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım... 

Ama hata insana mahsustur dedim.. Affettim, af diledim.. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice güldüler... Ama asıl unuttukları şuydu... 
Ben aldanmadım... 
Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar... 
Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için... Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline gelmiştir... 
Oysa ben hiç insan kaybetmedim... 
Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar