“Gecenin Nefesi” |
“Gece almış başını gitmiş. Gece geç-miş. Kimi bir örtünün çekildiğini söylese de üstümüze, örtüyü delip yaşamak da var. Karanlık olduğu kadar, aydınlık geceler de var. Siz hiç, siyahların içindeki parıldamayı gördünüz mü? Ve o parıltıdan çıkan yansımayı? Sabahın ışıltılarının aksine seçemediğiniz, soluklaşan, hafifleyen renklerin ne kadar güzel göründüğünü bildiniz mi? Siz hiç bir gecede eflatunu fark ettiniz mi? Nefesinize hiç baktınız mı? Daha derinden gelmiyor mu? Oysa daha dört saat öncesine kadar, vücudunuzun ritmi ile nefesiniz uymuyordu. Şimdi her şey daha güzel, yerli yerini buldu. Kanınız, bu ritmin akışına uydu mu? Ya aynalar... Bu soluk yüz neden geceleri bu kadar ışıyor, diye sordunuz mu? Yoksa... Yoksa siz başka biri misiniz? Oysa öğleyin, iş yerindeki lavabonun önünde, ‘Kimsin sen ya’ dediğiniz görüntü bir başkasının olabilir mi? Ya siz, hiç gece kavuştunuz mu sevdiğinize, onu bir gece havaalanından aldınız mı? Gece yarısı ne kadar rahatsız etmekten korksanız da, ‘Ben buradayım canım!’ demek için telefonunu sadece bir kere çaldırdınız mı? Siz geceye âşık oldunuz mu? Ay’ı yeniden, ama durmadan doğurdunuz mu? Ona neden bu gece bu kadar güzelsin, diye sordunuz mu? Gecenin kokusunu duydunuz mu siz? Duyduysanız, o kokuyu aklınıza getirdiğinizde yine o geceyi, gecelerinizi buldunuz mu? Korkulmaz geceden, karanlıktan korkulmaz! Gün ışığı kimi zaman daha korkutucu ve hain, hiç farkına vardınız mı? Bu durumu hiç tattınız mı? Derin derin nefes alın şimdi. Gözlerinizi kapayın. Derin derin nefes alın yine... Ve tüm kayıplarınızı aklınızdan çıkarın. Vazgeçin gece ölmekten, unutun geceleri ihanete düşmekten. Silin gözlerinizden tüm çalıntı geceleri. Yok edin zihninizden, yanınızdaki yastığı boşuna ıslattığınız geceleri. Yeniden yaratın siz gecenizi. Bildiklerinizi unutarak. Sabahı terk etmeden geceye uyanarak. Bilin ki, geceleriniz gününüzün başlangıcı. O zaman sığınmanın bir anlamı yok. Tadına varın, içinize çekin... Sönmeyin, sövmeyin, yeter!” NERHAN HEPŞEN / |