"MUTLULUK
Büyük kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye yanaşıp sormuş;
- Neden kuyruğunu kovalıyorsun ?
Yavru kedicikte;
- Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk ,mutluluğunda kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu yüzden kuyruğumu yakalamaya çalışıyorum ,yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım...
Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle demiş;
- Gençken bende mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. ama şunu fark ettim; Ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, Ne zaman kendi işime bakıp onu kovalamazsam da hep peşimden geliyor..."
İNSAN DÜŞÜNEN VARLIKTIR.
30 Ağustos 2008 Cumartesi
iki şey sonsuzdur.
"iki şey sonsuzdur.. evren ve insan ahmaklığı; ve evreninkinden ise şüpheliyim..."
Albert Einstein
Albert Einstein
29 Ağustos 2008 Cuma
Gecenin Nefesi”
“Gecenin Nefesi” |
“Gece almış başını gitmiş. Gece geç-miş. Kimi bir örtünün çekildiğini söylese de üstümüze, örtüyü delip yaşamak da var. Karanlık olduğu kadar, aydınlık geceler de var. Siz hiç, siyahların içindeki parıldamayı gördünüz mü? Ve o parıltıdan çıkan yansımayı? Sabahın ışıltılarının aksine seçemediğiniz, soluklaşan, hafifleyen renklerin ne kadar güzel göründüğünü bildiniz mi? Siz hiç bir gecede eflatunu fark ettiniz mi? Nefesinize hiç baktınız mı? Daha derinden gelmiyor mu? Oysa daha dört saat öncesine kadar, vücudunuzun ritmi ile nefesiniz uymuyordu. Şimdi her şey daha güzel, yerli yerini buldu. Kanınız, bu ritmin akışına uydu mu? Ya aynalar... Bu soluk yüz neden geceleri bu kadar ışıyor, diye sordunuz mu? Yoksa... Yoksa siz başka biri misiniz? Oysa öğleyin, iş yerindeki lavabonun önünde, ‘Kimsin sen ya’ dediğiniz görüntü bir başkasının olabilir mi? Ya siz, hiç gece kavuştunuz mu sevdiğinize, onu bir gece havaalanından aldınız mı? Gece yarısı ne kadar rahatsız etmekten korksanız da, ‘Ben buradayım canım!’ demek için telefonunu sadece bir kere çaldırdınız mı? Siz geceye âşık oldunuz mu? Ay’ı yeniden, ama durmadan doğurdunuz mu? Ona neden bu gece bu kadar güzelsin, diye sordunuz mu? Gecenin kokusunu duydunuz mu siz? Duyduysanız, o kokuyu aklınıza getirdiğinizde yine o geceyi, gecelerinizi buldunuz mu? Korkulmaz geceden, karanlıktan korkulmaz! Gün ışığı kimi zaman daha korkutucu ve hain, hiç farkına vardınız mı? Bu durumu hiç tattınız mı? Derin derin nefes alın şimdi. Gözlerinizi kapayın. Derin derin nefes alın yine... Ve tüm kayıplarınızı aklınızdan çıkarın. Vazgeçin gece ölmekten, unutun geceleri ihanete düşmekten. Silin gözlerinizden tüm çalıntı geceleri. Yok edin zihninizden, yanınızdaki yastığı boşuna ıslattığınız geceleri. Yeniden yaratın siz gecenizi. Bildiklerinizi unutarak. Sabahı terk etmeden geceye uyanarak. Bilin ki, geceleriniz gününüzün başlangıcı. O zaman sığınmanın bir anlamı yok. Tadına varın, içinize çekin... Sönmeyin, sövmeyin, yeter!” NERHAN HEPŞEN / |
23 Ağustos 2008 Cumartesi
22 Ağustos 2008 Cuma
Can Yücel Efsaneleri;
Can Yücel Efsaneleri;
Can Baba hakkında anlatılan o kadar çok hikaye var ki.. O artık bir efsane olduğundan mıdır, ettiği küfürlerin kendine haslığından mı bilinmez; duyulduğunda 'bunu söylese söylese Can Baba söylemiştir' fikri uyandıran hikayelerdir bunlar... Bunlardan Seçmeler;
Üstad bir gün devlet büyüklerine bir şiirinde isim vermeden 'Hepiniz
götsünüz' dediği için mahkemeye çıkarılır..
Hakimin karşısına palas pandıras her zamanki haliyle gelir ve elindeki kalın TDK sözlüğünü açar..
- Hakim bey 'P' harfine bakalım, Türkçe'de 'popo' diye bir kelime varmı? Yok..
-Peki 'K'ye bakalım, 'kıç' var mı? O da yok..
Bir de 'G'ye bakalım, 'göt' var mı?
Evet göt kelimesi TDK sözlüğünde var..
Demek ki sayın hakim, bu memlekette göte göt deniyor!!! der ve beraat eder...
xxxx
Can baba boğaziçi üniversitesinde konferans vermektedir. Öğrencilerden biri el kaldırıp sorar ,
-Can baba neden bütün büyük aşk şairleri erkek..
xxxx
Muhabir : Peki kadınlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Can Baba : düşünmüyorum , S....yorum!!
xxxx
Bir sergide ortada dolanırken, alımlı bir kadın heyecanla yanına gelir:
- Can bey, tanıştığımıza ne kadar memnun oldum anlatamam. sizin en büyük hayranınızım.
Can Baba sırıtır:
- demek öyle, yatalım o halde?
kadın küskün bir ifadeyle bozuk atar:
- aşk olsun can bey!!
Can Baba cevaplar:
- aşk da olacak elbet..
xxxx
Can Babaya bir mahkeme çıkışında soru soran gazeteci şu dörtlüğü cevap olarak alır:
Ne yorum ne forum
Belki yarın konuşurum
öyle gitti ki durum
soru sorana korum
Bu da tam Can Babalık bir cevap sanırım.
xxxx
Bir televizyon programın da genç bir öğrenci soraracak soru
bulamadığından herhalde şunu sorar
-hangi takımı tutuyosunuz, der
can baba cevap verir,
-eşim ve ben genellikle benim takımlarımı tutuyoruz...
xxxx
Can Yücel bir etkinlikte kürsüye çıkıp şiir okumaya koyulmuş öksürmeye başlamış ve sonra 'öksürükler şiire dahil değildir' diye uyarmış,şiirlerini okumayı bitirmiş tam sahneden inmeye başlamış. Herkes şaşırmış hayret küfür etmedi bu sefer diye.
Sonra geri dönmüş almış mikrofonu eline
'akşam akşam kafanızı S..kdim kusura bakmayın' demiş.
xxxx
can yücele sorarlar:
-efendim nedir bizim memleketteki bu sağcılık solculuk davaları?
can baba:
-bu ülkede sabah kalktığında malafat eğer sağ tarafa kaymışsa
sağcısındır, yok eğer sol taraftaysa solcu..
-peki sizinki ne tarafta ?
- ileride daima ileride
xxxx
Leman dergisinde ilk yazdığı gün metin üstündağ kendisini derginin son sayfasına koyunca metini aramış ve 'beni derginin kıçına koyanın gelir kıçına koyarım'
diye duygularını en güzel şekliyle belirtebilmiş bir adamdır.
xxxx
seke seke geldik..
s..ke s..ke gidiyoruz...sözlerinin sahibi büyük şair Can baba, bir
takım hayranları ve arkadaşlarıyla bir yerlerde içer, sohbet eder.
aynı grup, sabahın 5'i 6'sı gibi pek de kimsenin bulunmadığı kıbrıs şehitleri caddesinde yürürken, şair birden durur ve yere yatar.Yanındakiler de aynı şeyi yaparlar. şair, gözlerini kırpmadan gökyüzüne bakmaktadır. hayranlardan birisi dayanamayıp sorar:
- baba, ne görüyorsun, bize de söyle...
üstad, gözlerini gökyüzünden hiç ayırmadan, ondan ulvi ya da şairane bir cevap bekleyen vatandaşa şöyle cevap verir:
- çok sarhoşum, ..mına koyim.
xxxx
Bir gün tv kanallarıdan birinde canlı yayında konuk Duygu Asena şair Nazım Hikmet için 'o kartpostal şairidir' demiş. Can baba telefonla programa bağlanmış selam bile vermeden
'Duygu hanım kart sizsiniz postalda size girsin'
demiş ve telefonu kapatmış...
Ve Son Olarak;
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...
Can Yücel
Can Baba hakkında anlatılan o kadar çok hikaye var ki.. O artık bir efsane olduğundan mıdır, ettiği küfürlerin kendine haslığından mı bilinmez; duyulduğunda 'bunu söylese söylese Can Baba söylemiştir' fikri uyandıran hikayelerdir bunlar... Bunlardan Seçmeler;
Üstad bir gün devlet büyüklerine bir şiirinde isim vermeden 'Hepiniz
götsünüz' dediği için mahkemeye çıkarılır..
Hakimin karşısına palas pandıras her zamanki haliyle gelir ve elindeki kalın TDK sözlüğünü açar..
- Hakim bey 'P' harfine bakalım, Türkçe'de 'popo' diye bir kelime varmı? Yok..
-Peki 'K'ye bakalım, 'kıç' var mı? O da yok..
Bir de 'G'ye bakalım, 'göt' var mı?
Evet göt kelimesi TDK sözlüğünde var..
Demek ki sayın hakim, bu memlekette göte göt deniyor!!! der ve beraat eder...
xxxx
Can baba boğaziçi üniversitesinde konferans vermektedir. Öğrencilerden biri el kaldırıp sorar ,
-Can baba neden bütün büyük aşk şairleri erkek..
kadınlardan aşk şairi çıkmaz mı ??
Can baba kendi üslubu ile yanıtlar :
- Ne bileyim ulan, biz s.kimizlemi yazıyoruz şiiri??
xxxx
Türkiye İşçi Partisinin Komünist zamanlarında bir tüzük toplantısında herkesin komünizmi anlatmaya çalıştığı şöyle olsun , böyle olsun dediği bir toplantıda Can Baba ayağa kalkar ve bir efsaneyi daha patlatır.
'BEYLER BEYLER, Türkiyede komünist olmak tüzük değil BÜZÜK ister...
Can baba kendi üslubu ile yanıtlar :
- Ne bileyim ulan, biz s.kimizlemi yazıyoruz şiiri??
xxxx
Türkiye İşçi Partisinin Komünist zamanlarında bir tüzük toplantısında herkesin komünizmi anlatmaya çalıştığı şöyle olsun , böyle olsun dediği bir toplantıda Can Baba ayağa kalkar ve bir efsaneyi daha patlatır.
'BEYLER BEYLER, Türkiyede komünist olmak tüzük değil BÜZÜK ister...
xxxx
CAN YÜCEL'E SORUYORLAR: "ZEKİ MÜREN'E NİYE PAŞA DİYORLAR?"
CEVAP:
- BU MEMLEKETE PAŞALARA İBNE DENEMEDİĞİ İÇİN İBNELERE PAŞA DENİYOR...
CEVAP:
- BU MEMLEKETE PAŞALARA İBNE DENEMEDİĞİ İÇİN İBNELERE PAŞA DENİYOR...
xxxx
Muhabir : Peki kadınlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Can Baba : düşünmüyorum , S....yorum!!
xxxx
Bir sergide ortada dolanırken, alımlı bir kadın heyecanla yanına gelir:
- Can bey, tanıştığımıza ne kadar memnun oldum anlatamam. sizin en büyük hayranınızım.
Can Baba sırıtır:
- demek öyle, yatalım o halde?
kadın küskün bir ifadeyle bozuk atar:
- aşk olsun can bey!!
Can Baba cevaplar:
- aşk da olacak elbet..
xxxx
Can Babaya bir mahkeme çıkışında soru soran gazeteci şu dörtlüğü cevap olarak alır:
Ne yorum ne forum
Belki yarın konuşurum
öyle gitti ki durum
soru sorana korum
Bu da tam Can Babalık bir cevap sanırım.
xxxx
Bir televizyon programın da genç bir öğrenci soraracak soru
bulamadığından herhalde şunu sorar
-hangi takımı tutuyosunuz, der
can baba cevap verir,
-eşim ve ben genellikle benim takımlarımı tutuyoruz...
xxxx
Can Yücel bir etkinlikte kürsüye çıkıp şiir okumaya koyulmuş öksürmeye başlamış ve sonra 'öksürükler şiire dahil değildir' diye uyarmış,şiirlerini okumayı bitirmiş tam sahneden inmeye başlamış. Herkes şaşırmış hayret küfür etmedi bu sefer diye.
Sonra geri dönmüş almış mikrofonu eline
'akşam akşam kafanızı S..kdim kusura bakmayın' demiş.
xxxx
can yücele sorarlar:
-efendim nedir bizim memleketteki bu sağcılık solculuk davaları?
can baba:
-bu ülkede sabah kalktığında malafat eğer sağ tarafa kaymışsa
sağcısındır, yok eğer sol taraftaysa solcu..
-peki sizinki ne tarafta ?
- ileride daima ileride
xxxx
Leman dergisinde ilk yazdığı gün metin üstündağ kendisini derginin son sayfasına koyunca metini aramış ve 'beni derginin kıçına koyanın gelir kıçına koyarım'
diye duygularını en güzel şekliyle belirtebilmiş bir adamdır.
xxxx
seke seke geldik..
s..ke s..ke gidiyoruz...sözlerinin sahibi büyük şair Can baba, bir
takım hayranları ve arkadaşlarıyla bir yerlerde içer, sohbet eder.
aynı grup, sabahın 5'i 6'sı gibi pek de kimsenin bulunmadığı kıbrıs şehitleri caddesinde yürürken, şair birden durur ve yere yatar.Yanındakiler de aynı şeyi yaparlar. şair, gözlerini kırpmadan gökyüzüne bakmaktadır. hayranlardan birisi dayanamayıp sorar:
- baba, ne görüyorsun, bize de söyle...
üstad, gözlerini gökyüzünden hiç ayırmadan, ondan ulvi ya da şairane bir cevap bekleyen vatandaşa şöyle cevap verir:
- çok sarhoşum, ..mına koyim.
xxxx
Bir gün tv kanallarıdan birinde canlı yayında konuk Duygu Asena şair Nazım Hikmet için 'o kartpostal şairidir' demiş. Can baba telefonla programa bağlanmış selam bile vermeden
'Duygu hanım kart sizsiniz postalda size girsin'
demiş ve telefonu kapatmış...
Ve Son Olarak;
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...
Can Yücel
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)