Siz,
"Aman annane be, boş versene"deyip, marketten hazır çorba alıyordunuz
ya...
Annane
rahmetli oldu ve siz, o tarhananın tarifini
annaneden
alıp, bir kenara yazmadınız ya...
İşte o
nedenle, siz, genetiği değiştirilmiş organizma yemekten
kurtulamazsınız
maalesef.
Ne
verirlerse
Onu
yiyeceksiniz.
Kız evlat
yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz.
Piyano
çalıyor, İngilizce konuşuyor, Grammy alanları tek tek biliyor.
Bilmeli.
Ama alt
tarafı limon, şeker ve su kullanıp, limonata
yapmasını
bilmiyor!
Yoğurdu
çırpıp, ayran yapamıyor, ayran...
İşte o
nedenle, kızınız, genetiği değiştirilmiş meşrubat içmeye mahkum,
maalesef
torunlarınız da.
Zahmet
edip sütlaç yapmadığınız için, kek yapmaya üşendiğiniz için,
İçinde ne
olduğunu bilmediğiniz gofretleri, mısır patlaklarını
kemiriyor
sizin oğlan!
Hamur
tutmayı, şöyle mis gibi ıspanaklı bi börek yapıp, çantasına
koymayı
bilmediğiniz için, hamburger bağımlısı oldu.
Tahin-pekmezi
" köylü işi "
vıcık
vıcık yağ fışkıran kremaları
"modernite"
sandığınız için,
Daha 10
yaşında çocuklarımız balona döndü, yuvarlana yuvarlana yürüyor,
tıkanıyor,merdiven çıkamıyor.
Size zor
geliyor ama, zor mu evde yoğurt yapmak?
İstanbul'un
güneşi müsait değil, anlarım, zor mudur İzmir'de,
Antalya'da,
Adana'da evde salça yapmak?
Şikayet
edip duruyorsun, içine katkı maddesi konuyor, zorla
beyazlatılıyor
diye...
İster tam
buğday unundan, ister çavdardan, hakikaten zor mudur evde
ekmek
yapmak?
Bütün
ailen kabız...
Tonla
para verip, abuk sabuk ambalajlı-meyveli saçmalıklardan medet
umacagına,
niye öğrenmiyorsun kabak tatlısı yapmayı?
Güya,
çoluğunu çocuğunu düşünüyorsun, taze taze yesinler diye, pazara gidiyorsun
Eğri
büğrü biberlere, doğal olduğu için tuttuğunda ezilen domateslere ağız burun
kıvırıyorsun, hormonlu, tornadan çıkmış gibilerini alıyorsun
Ne işe
yaradı senin pazara gitmen?
Kocanız
da, bu satırları okuyup, size akıl verecek şimdi...
Söyleyin
ona, ukalalık etmesin, götürün aktara, hatmi çiçeğiyle
zencefili
birbirinden ayırt etsin, ondan sonra konuşsun!
Enginar,
börülce, radika, cibes pişirmekten haberin yok;
Gazetelerin
tiraj almak için uydurduğu uzmanlarından
fıldır
fıldır brokoli tarifleri öğreniyorsun...
Brüksel
lahanası yiyerek mi AB'ye gireceğini sanıyorsun?
Çin'den
bal getiriyorlar mesela...
Taaa
Arjantin'den, Meksika'dan bal getiriyorlar.
Neymiş
efendim, içinde genetiği değiştirilmiş organizma olabilirmiş falan...
İçinde
tavuk ibiği, maymun kulağı olmadığına şükredin!
Ben iddia
ediyorum;
Kaşla göz
arasında frankeştayn ürünlere kapıları açan arkadaşlarla,
Amerikan
çiftçilerinin avukatı profesörlerimiz, sırf karakovan balına
sahip
çıksa, Şemdinli'de, Pervari'de terör bile azalır, terör bile...
Uzatmayayım.
Mutfak
genetiğimizi kaybettik biz.
Elin
adamı, mısırdan, soyadan, domatesten önce beynimizin DNA'sını değiştirdi!
Hurrraaa
diye köyden kente göçerken, dışarda tıkınmayı şehirleşme
zannettik.
Ambalajlı ürün tüketmeyi, zenginleşme zannettik.
Dolayısıyla,
ya kafayı değiştirip, özümüze döneceğiz,
Ya da ne
verirlerse onu yiyeceğiz.
Yılmaz
ÖZDİL