İNSAN DÜŞÜNEN VARLIKTIR.

23 Aralık 2013 Pazartesi

Ölüm Döşeğinde Son Düşünceler...



Avusturyalı Bronnie Ware, ölmek üzere olan hastaların son haftalarına refakat eden bir hemşire. Ware, ölmek üzere olanların en çok pişman olduğu 5 konuyu ve tecrübelerini bir kitapta derlemiş.
Avusturyalı Bronnie Ware 8 yıl boyunca İngiltere’nin güneydoğusundaki bir kentte, palyatif bakım hemşiresi olarak çalışmış. Yani ölmek üzere olan hastaların son birkaç haftasına refakat etmiş. Ware bir anlamda, birçok insanın hayatının son faslına hangi duygu ve düşüncelerin damgasını vurduğuna uzun yıllar tanık olmuş. Bronnie Ware edindiği bu tecrübeleri, hastaları ile dertleşmelerinden çıkardığı sonuçları, bir kitapta derlemiş.
Hemşire Ware “Inspiration and Chai” adlı blokunda amacının ömrü önünde uzanan diğer insanlara ilham vermek olduğunu paylaşıyor. Şimdilik sadece İngilizce baskısı bulunan kitabın adı “The Top Five Regrets of Dying”.
Ölmek üzere olanların en büyük beş pişmanlığı, sırasıyla şöyle:
1. “Keşke kendi hayatımı yaşama cesaretini gösterebilseydim”
“Hayatının noktalanmak üzere olduğunu anlayan insanın, birçok hayalinin gerçekleşmediğini görmesi kolaylaşıyor. Benim refakat ettiğim, ölmek üzere olan hastaların çoğu, hayallerinin yarısını bile gerçekleştirememişti ve hepsi bunun en büyük sorumlusunun kendisi olduğunun farkında olarak hayata veda etti. Çünkü her biri çeşitli nedenlerden ötürü, kendi istedikleri hayatı yaşayacakları yerde başkalarının onlardan beklediği hayatı yaşamıştı.”
2. “Keşke o kadar çok çalışmasaydım”
“Ölümüne refakat ettiğim bütün erkek hastalarımın pişman olduğu ortak şey vardı. Hepsi evlatlarının çocukluk dönemini kaçırdıkları ve karısına daha fazla zaman ayıramadığı için pişmanlık duyuyordu. Gerçi kadınlar da aynı pişmanlığı dile getiriyordu ama çoğu ileri yaşlarda olduğu için, bu kadınların çok azı hayatı boyunca tam mesaili bir işte çalışmıştı. Ama erkekler istisnasız, iş dünyasının tekdüzeliği içinde o kadar çok zaman geçirdiği için pişmandı.”
3. “Keşke duygularımı açıklama cesareti gösterebilseydim”
“İlgilendiğim birçok kişi, hayatı boyunca durup dururken ‘ortamın ahenkini bozmamak’ adına duygularını bastırmış. O nedenle de ortalama bir mutluluk yakalayabilmişler ama hiçbir zaman olmak istedikleri kişi olamamışlardı. Ve bence yakalandıkları birçok hastalığa da işte bu hayata küskünlük ve memnuniyetsizlik sebebiyet vermişti.”
4. ”Keşke arkadaşlarımla daha fazla görüşseydim”
“Hastalarımın büyük bir kısmı, hayatlarının son haftasında sahip oldukları arkadaşlıkların ne kadar değerli olduğunu anladılar. Ama hemen hepsinin hayatı o kadar yoğun bir tempo ile geçmişti ki arkadaşlarını yıllar boyunca ihmal etmiş ve çoğu ile iletişimi kaybetmişlerdi. Ve maalesef birçoğuna, hayatına nokta koymadan önce eski arkadaşlarına ulaşmak ve onları bir kez daha görmek kısmet olmadı. Tecrübelerime dayanarak şunu kesinlikle söyleyebilirim: Ölmek üzere olan her insan, eski arkadaşlarını özlüyor.”
5. “Keşke daha mutlu olmama izin verseydim”
“Birçok insan hayatının son evresinde aslında ‘mutluluk’un kişisel bir tercih olduğunun farkına varıyor. Oysa insanlar hayatları boyunca mutluluğu keşfetmek yerine, eski alışkanlık ve kalıpları devam ettirerek yaşıyor. Değişim korkusu insanları kendi kendilerini aldatmaya kadar götürüyor ve birçok kişi, sürdürdüğü hayattan mutlu olduğuna hem çevresini hem de kendini inandırıyor. Hem de içlerinde bir yerlerde, bütün kalbiyle gülmek ve yeniden hayattan tat almak için büyük bir özlem duymalarına rağmen.”
Derleyen: Başak Demir (Kaynak: Bronnie Ware’ in ‘Inspiration
and Chai’ adlı blogu)

1 Aralık 2013 Pazar

SON MEKTUP



 Bu son mektubumda sizin için bir empati denemesi yapmak istiyorum: Biliyorsunuz empati kendini başkasının yerine koyabilme yeteneği. Ben de şimdi kendimi sizlerin yerine koymaya çalışacağım ve şu soruya yanıt arayacağım: Ben sizlerin yerinde olsaydım neleri yapardım, neleri yapmazdım? Her şeyden önce kendimi kimseye ezdirmezdim. Ne aileme, ne öğretmenlere, ne akrabalarıma, ne okul ve mahalle arkadaşlarıma kendimi ezdirirdim. Kendi varlığımın da , sırf insan olarak doğduğum için, herkesle eşit olduğunu düşünür, bana tepeden bakanlara yüz vermez, beni küçük görenleri ve ezmeye çalışanları da umursamadan, ama bana yapabilecekleri kötülükleri de hesaba katıp gerekli önlemleri alarak, kişiliğime duyduğum saygı ve güven içinde yaşamımı sürdürürdüm. Özgürlüğümü her şeyin üzerinde tutardım. Kimse için özgürlüğümden vazgeçmezdim. Bireysel özgürlüğün temelinde ekonomik bağımsızlığın yattığını bilir, tüm yaşamım boyunca özgürlüğümü koruyabilmek için, ekonomik bağımsızlığımı sağlayacak bir meslek ya da bir iş sahibi olur ve bunu ne uğruna olursa olsun bırakmazdım. Kendimi ezdirmeyeceğim ve özgür olacağım diye, huysuz, huzursuz, kuşkucu, kavgacı, sürekli eleştiren, sürekli kendini savunan, kimseye güvenmeyen kötümser biri de olmazdım. Herkese sevgiyle ve güven duygusuyla yaklaşır, kişiler hakındaki olumlu yargılarımı, ancak onlarda onaylamadığım tutum ve davranışlar görürsem değiştirirdim. Diğer cinsten olanlara, benden yaşça daha küçük ve daha büyüklere, başka ırk, din, milliyet ve renkten olanlara, eşit biçimde yaklaşırdım. Nasıl kendime, sadece insan olarak doğduğum için saygı duyuyorsam ve varlığını başkalarıyla eşit düzeyde görüyorsam, benden farklı olanların da aynı saygıyı hak ettiğini düşünürdüm. Benden farklı olan insanları, ne kendimden daha üstün ne de kendimden daha aşağı görürdüm. Kendi duygu, düşünce ve inançlarıma gösterilmesini istediğim saygıyı, benden farklı olanların duygu, düşünce ve inançlarına karşı da gösterirdim. Maddi çevreme yaratıcı bir biçimde yaklaşırdım. Kendime, görüntüme, çevreme dikkat eder, kişiliğimin maddi görüntüm ve çevremle daha da güzeleşeceğini ve daha da anlamlı olacağını unutmazdım. İçinde yaşadığım mekanı, giydiğim elbiseleri, kullandığım araç ve gereçleri sürekli olarak güzelleştirmeye çalışırdım. Kendimi iyi tanımaya çalışır, kişiliğimin güçlü ve güçsüz yönlerini iyice anlamak için özel bir çaba gösterirdim. Kişiliğimin, genetik olarak aileden gelen özelliklerini, doğuştan yetenekli ve yeteneksiz olduğum alanları, ayrıca eğitimle kazandığım nitelikleri iyi değerlendirmeye çalışırdım. Gerek davranışlarımın, gerekse bilgi ve becerilerimin gerçekçi bir değerlendirmesini yapardım. Kendimi, yetenekli olduğum konulara yönlendirir, önümdeki yaşam mücadelesinde, zevk duyacağım ve mutlu olacağım işler yapmak üzere hazırlanırdım. Diğer cinsi ne düşman görür, ne de özellikle dost olduklarını düşünürdüm. Herkese nasıl davranıyorsam, onlara da öyle davranırdım. Cinsiyetimi ve cinselliğimi ne geri plana atar, ne de ön plana çıkarırdım. Cinsiyetimle ne iftihar eder, ne de üzülürdüm. Cinsiyetimin bilinciyle, tüm estetik kaygıları taşır ve olanaklı olduğu ölçüde temiz ve güzel görünmeye çalışırdım. Tüm ilişkilerimde fiziksel özelliklerimin ön plana çıkmasına ve zihinsel yeteneklerimi örtmesine izin vermezdim ama gençliğimi ve cinsiyetimin özelliklerini de bastırmaya çalışmazdım. Tam tersine, dış görünüşün, tutum ve davranışların, kişiliğimin bir parçası olduğunun bilinciyle başkalarına itici değil, sempatik görünmeye çalışırdım. Başkalarının hatırı için kendi ilkelerimden ödün vermezdim. Sırf uyumlu ve cici görünmek, beğenilmek uğruna ilkelerimden ödün vermezdim. Benden bir özveri istendiği zaman, bunu benden isteyenin kendisinin de özveride bulunup bulunmadığına bakar, yani karşılıklılık ilkesini arardım. Aile kuracaksam, bunun yanımdakiyle tamamen eşit koşullarda oluşturulmasına dikkat ederdim. Kendime ve yanımdakine eşit saygı duyduğumu kimseden saklamazdım. Arkadaşlar arasındaki eşitlik kadar, eşler arasındaki eşitliğe de inandığımı yanımdakine açıkça söyler, bunu hazmetmeyenle ortak bir gelecek planlamazdım. İnsanın ölümlü, yaşamın kısa olduğunu hiç aklımdan çıkarmaz, yaşadığım sürece, hem kendim mutlu olmaya hem de yakın çevremdekileri mutlu etmeye çalışırdım. Toplumsal sorumluluklarımı, aileme, arkadaşlarıma, işime, yakın çevreme ve topluma karşı görevlerimi bilir, onları titizlikle yerine getirir, ama bu arada günlük yaşamın küçük mutlulukları da dahil olmak üzere kendimi yaşamın güzelliklerinden soyutlamaz, tam tersine, yüreğimi ve beynimi dinlendirecek, zevk aldığım etkinlikler ve yaşam biçimi için özel olarak zaman ayırırdım. Mutluluğun, bireysel yaşamda olduğu kadar, toplumsal yaşamın derinliklerinde de gizli olduğunu bilir, elimden geldiğince daha demokratik bir toplum için çaba harcardım. Sadece her teknolojik ve ideolojik ilerlemenin gençlere eşitlik sağladığının bilinciyle değil, aynı zamanda tüm insanların özgürlük ve eşitliğine de inandığım için, toplumun daha eşitlikçi, daha özgür, daha demokratik olması için çaba harcardım. Tembel, çıkarcı, sömürücü, yalancı, hırsız, düzenbaz insanlara ve düzene karşı, şeffaf, adil ve fırsat eşitliğini sağlayan demokratk bir toplumsal ve siyasal düzen için, elimden geleni yapardım. Bu çerçevede, toplumun gelişme sınırlarını aşacak ölçüde, bireysel çabalarla gerçekleştirilemeyecek rüyalar peşinde koşmaz, kendimi, olmayacak ütopyalar için harcamazdım
.

DÜŞÜNENLER



1.Elmas nasıl yontulmadan kusursuz olamazsa,insan da acı çekmeden olgunlaşamaz.ACI:
CONFUCIUS
2.En tatlı şarkılar en acı duyguları dile getirenlerdir.
SHELLY
3.Yardıma çağırdığım şey acılardır.Çünkü onlar dosttur ve iyi öğütler verirler.
GOETHE
4.Geçmişteki acılarımıza gülümseyerek baktığımız anda büyümüşüz demektir.
KHIEW
5.Yoksulluk içinde,mutlu anları hatırlamaktan daha büyük bir acı yoktur.
DANTE
6.Büyük bir acı içinde bulunduğumuz zaman,yok olmayı vahşi bir zevkle düşünürüz.
FOUQUET
7.Kendi acımız,bize başkalarınınkini bölüşmeyi öğretir.
GOETHE
8.Acı tanımamış olmak,büyük bir acıdır.
CICERO
9Geçmişte çektiğimiz acılar bize,çekmekte olduğumuzdan daima daha hafif görünür.
ANNUNZIO
10.Acı çekmeyenler,başkalarının acı çekebileceğini akıllarına bile getiremezler.
Samuel JHONSON
AÇLIK:
11.Öyle alçak bir kapıdır ki açlık,geçilmesi zorunlu oldu mu,insan ne kadar büyükse o kadar eğilmek zorundadır.
Victor HUGO
12.Karnı açlardan çok,kalbi açlara acırım.
Cenap ŞAHABETTİN
13.Kral da dilenci de aynı iştahla acıkır.
MONTEIGNE
14.Açlık ne dost,ne akraba,ne insanlık ne de hak tanır.
Daniel DEFOE
ADALET:
15.Adalet güzeldir fakat liderlerde olursa daha da güzel olur.
Hz.MUHAMMED
16.Ülkeler kılıçla alınır;ancak adaletle korunur.
TİMURLENK
17.Adalet,haksız olana haksızlık gibi gelir.Çünkü her insan kendi gözünde suçsuzdur.
Daniel DEFOE
18.Kuvvete dayanmayan adalet güçsüz,adalete dayanmayan kuvvet acımasızdır.
B.PASCAL
19.Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır.
MOTEİGNE
20.Adalet dünyadan kalkarsa,insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.
I.KANT
21.Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir.
CLEMENCEAU
22.Geciken adalet adaletsizliktir.
W.S.LANDOR
23.Haksızlığa yönelip bütün insanların senin peşinden gelmesi yerine,adaletli olup yalnız kalman daha iyidir.
M.GANDI,
AFFETMEK:
24.Hiç kimse,affettiği zaman olduğu kadar yükselemez.
GOETHE
25.Başkalarını sık sık affet ama kendini asla
P.SYRUS
26.Düşmanı affetmek,dostu affetmekten daha kolaydır.
D.DELUZY
27.Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.
SCHILLER
28.Affedilmenin verdiği acı kadar kötü bir şey olamaz.
G.MAUPASSANT
29.Zulmedenleri affetmek,suçsuzlara yapılan haksızlıktır.
SADİ
30.Kendini affetmeyen bir insanın bütün hataları affedilebilir.
CONFUCIUS

AĞLAMAK:

31.Birlikte ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey kalpleri birbirine bağlamaz.
J.J.RAUSSEAU
32.Ne mutlu diline hakim olana,evi kendisine geniş gelene,yaptığı suçtan pişman olup ağlayana.
HZ.MUHAMMED
33.Ağlamak kadının tuzağıdır.
MEVLANA
34.Ne hikmettir şu dünyaya,gelen ağlar giden ağlar.
SEYRANİ
35.Ağlayanlar bir gün güler,gamlanma gönül gamlanma.
KARACAOĞLAN

AHLAK:

36.Hiçbir savaş yoktur ki,savaş esaslarına dayanmadan ilerleyebilsin.
M. Kemal ATATÜK
37.Ahlak bir insanın sevmediği bir insana karşı kurduğu otoritedir.
Oscar WİLDE
38.Milletler parasızlıktan değil ahlaksızlıktan çökerler.
CICERO
39.Kötü ahlaklı insan kırılmış saksı gibidir,ne saksıdır ne de çamur.
Vehb Bin MÜNEBBİH
40.Çağımızın ahlaksızlığından neden şikayet ediyorsunuz ki ?Siz ahlaklı olun itibarınız yükselsin.
GOETHE
41.Ahlaksızlık,ahlakın mevcut olmasının nedenidir.
Anatole FRANCE
42.Ahlak ve erdemden yoksun kimse,bir çuval çamurdan daha değersizdir.
LAEDRİ

AKIL:

43.Akıllı adam,aklını kullanır;daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.
Bernard SHAW
44.Akıl,yeryüzünden kalksa bile kimse akılsız olduğunu kabul etmez
SADİ
45.Akıllı bir kafa,daima,ona haksız olduğunu kanıtlayan üç budala bulur.
N.CYBULSKİ
46.Doğru işlemeyen akıl keskinmiş neye yarar,saatin iyiliği koşmasında değil doğru gidişindedir.
VAUVENARGUES
47.Bizce aklı başında adam yalnız bizim gibi düşünendir.
La ROCHEFOUCALD
48.Önemli olan akıllı olmak değil,aklı yerinde ve zamanında kullanmaktır.
DESCARTES
49.Aptal,kendisinin akıllı olduğunu zanneder;akıllı adam ise kendisinin aptal olduğunu bilir.
SHAKESPEARE
50.Daha akıllı olmaya çalışmayanlar,gerçekten ahmak ve cahil kimselerdir.
EFLATUN
51.Aklından nasibini almayanlarla geçinebilmek aklın zaferidir.
VOLTAIRE
52.Aklıyla övünen kişi,hücresinin genişliğiyle gururlanan mahkuma benzer.
Simon WEIL
53.Akılsızlar,hırsızların en zararlılarıdır.Zamanınızı,neşenizi ve mutluluğunuzu çalarlar.
GOETHE
54.Her zaman aklımızın ardı sıra gidelim,diğerlerinin takdiri de canı isterse ardımızdan gelsin.
MONTAİGNE

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK:

55.Aşırı alçakgönüllülüğün de gurur gibi kendine has tehlikeleri vardır.
J.J.ROUSSEAU
56.Övülmek isterseniz alçakgönüllülüğü yem olarak kullanın.
Lord CHESTERFIELD
57.Büyük başarılar kişiyi aptallaştırmadığı takdirde kişi alçakgönüllü olur.
ALAIN

ALDATMA:

58.Eğer erkekler karılarını aldatmanın yolunu bilmeseydi dünyada verem olmayan kadın kalmazdı.
Hüseyin Rahmi GÜRPINAR
59.İnsan başkalarını aldatma alıştırmasını önce kendinde yapmalı.
Refik Halit KARAY
60.Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur.İkinci bir kez aldanırsanız bilin ki suç sizindir.
Sarah BERNHARDT gazeteler
61.Kurnazlıkların en incesi,bize kurulan tuzaklara düşer gibi görünmeyi iyi bilmektir.
La ROCHEFOUCAULD

ALIŞKANLIK:

62.Alışkanlıkların zincirleri,önce duyulmayacak kadar hafif,sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.
Benjamin DISRAELİ
63.Mademki alışkanlıklar,hayatımızın en ileri gelen hakimleridir,öyleyse ne yapıp edip iyi birini edinmeye çalışmalıyız.
BACON


AMAÇ:

64.Hayatta en zor şey,amaçsız insanlarla yaşama zorunluluğudur.
Cenap ŞAHABETTİN
65.Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgardan yardım gelmez.
MONTAIGNE
66.Amacını genellikle gözünün önünde bulundur,tek tek şeylerde ise duruma uy.
GOETHE
67.Nereye gittiğini bilen insana yol vermek için,dünya durup kenara çekilir ve ona yol verir.
D.STARR

ANNE:

68.Çocuğum beni öldürmeye kalkışsa ,ilk acım onun hapislerde çürüyeceği olur.
SERHAT KESTEL
69.Bir anne çocuklarının artık, çocuk olmadığını asla fark edemez.
HALBROOK
70.Annelik sanatının ilk şartı çocuk uyuduktan sonra uyumaktır.
A.FRANCE
71.Başarısızlık ve büyük zararlara rağmen,hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar,daha çok iyi bir anne tarafından büyütülmüş olanlardır.
Andre MAOROIS
72.Büyük başarılar değerli annelerin yetiştirdikleri seçkin çocuklar sayesinde olmuştur
ATATÜRK
73.Bir anne yüreği,dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.
BALZAC

ANLAMAK:

74.Az anlamak ters anlamaktan iyidir.
SWEIG
75.Sözcüklerin gücünü anlamadan insanların gücünü anlayamazsınız.
CONFUCIUS
76.Bu dünyaya anlaşılmak için değil,anlamak için geldik.Anlaşılamamanın üzüntüsünü
duyacağımız yerde,bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsak hayat ne kadar gü-
zel olurdu.
E.RENAN

APTALLIK:

77.Konuşup da aptallığınızı belli etmektense susup akıllı sanılmak daha iyidir.
Abraham LINCOLN
78.Kendini akıllı sananlar kadar,dünyada aptal yoktur.
SENECA
79.Aptallık yüzünden namuslu olan pek çok insan vardır.
DOSTOYEVSKİ
80.Aptal görünmeye cesaret etmek büyük bir akıllılıktır.
Andre GIDE

ARAŞTIRMA:

81.Aradığını bilmeyen bulduğunu anlayamaz.
C.BERNARD

ARKADAŞLIK:

82.Arkadaşınızın evine sık sık gidin;çünkü kullanılmayan yolu çalılar bürür.
EMERSON
83.Hatalarımızı zamanında söyleyecek arkadaş gereklidir.
BOILEAU
84.Gerçek arkadaş sağlık gibidir,değeri o yok olunca anlaşılır.
CERVANTES
85.Anne ve babamızı kader tayin eder,dostlarımızı ise kendimiz.
J.DELISLE
86.Arkadaşlık kuvvetli bir bağdır.İhtiyaç olunca başvurulmazsa ömür boyu sürer.
Mark TWAIN
87.Yeterince dikkatli olup da dostlarımızın yalnızca bize uyan yanlarıyla ilgilensek ve geri kalan yanlarıyla uğraşmasak dostluklar daha dayanıklı ve daha sürekli olurdu.
GOETHE

ASALET:
88.Asalet sahibi kişi,verilenin değerine değil,verilişine önem verir.
PLUTARKHOS
89.Babadan gelen asalet insanın çalışma isteğini kırar.
BACON

AŞK:

90.Aşk,karşılıklı geçip birbirlerinin gözünün içine bakmak değil,el ele verip ileride aynı noktaya bakmak ve yine el ele o noktaya doğru ilerlemektir.
Saint-EXUPERY
91.Sıradan bir kadın nazarında,her erkek daima erkektir;ama kalbinde sevgi olan bir kadın için,aşığından başka erkek yoktur.
J.J.ROUSSEAU
92.Aşk,ovaları kaplamış olan çok büyük ordulara benzer.Daha dün bütün görkemiyle orada dururken bugün bakarız,yerinde yeller eser.
MONTHERLAND
93.İlk aşk,devrimden farksızdır;hiç değişiklik olmadan sürüp giden hayat bir anda darmadağın oluverir.
TURGENYEV
94.Hayatın ihtiyarlık çağında olduğu gibi aşkında ihtiyarlığında,artık zevkler için değil acılar için yaşanır.
La ROCHEFOUCAULD
95.Aşk,bir ideale ulaşabilmek için ruhun kanatlanmasıdır.
MOUPASSANT
96.Gerçek aşk,daima kişisel yarar duygusundan vazgeçme temeli üzerinde yükselir.
TOLSTOY
97.Aşk,insan türünü sürdürmek için bireye kurulmuş tuzaktan başka bir şey değildir.
SCHOPENHAUER
98.Aşk dediğimiz şey,arzulanan bir varlıkta bulacağımız tada susamaktan başka bir şey değildir.
MONTAIGNE
99.Aşk,ancak ondan kaçmakla yenilebilir.
FENELON
100.Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa ,kalp sayısı kadar da aşk çeşidi vardır.
TOLSTOY
101.Erkekler,her zaman bir kadının ilk sevgilisi olmak isterler.Kadınların isteği ise bir erkeğin son sevgilisi olabilmektir.
Oscar WİLDE
102.Aşk dostluğu,dostluk aşkı yok eder.
La BRUYERE Öğretmenler
103.Aşk,bir kez ayaklar altında çiğnendikten sonra bir daha doğrulamayacak kadar nazik bir çiçektir.
George SAND
104.Aşık elinde ne yoksa onu ister,elinde olanı istemez.
PLAUTUS
105.Yüz kişinin içinde aşık,gökyüzünde yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur.
MEVLANA
106.İnsanlar sevildiğini sandıkları için aşık olur.
ALAIN
107.Milyoner kasasını,hırsız mahzenini,filozof kitabını ve aşık kalbini aynı heyecan ve korkuyla açar.
Cemil Sena ONGUN
108.Aşk herkesi eşit kılar
CERVANTES
109.Aşk büyüktür ama sonsuz değildir.
BALZAC
110.Aşk,davaya benzer,acı çekmek de şahide;şahidin yoksa davayı kazanamazsın.
MEVLANA
111.Aşk,çılgınlık değilse aşk değildir
BARCA
112.Aşk,aleyhine binlerce şey söylenir ama insanoğlu yine de onsuz yapamaz.
Peyami SAFA
113.Fakirlik kapıdan girince aşk kapıdan çıkar.
Thomas FULLER
114.Aşk,küçük aşkları azaltıp büyükleri artırır,tıpkı rüzgarın mumları söndürüp ateşi tutuşturması gibi.
La ROCHEFOUCAULD
115.Aşk,kulübeyi altından bir saraya benzetir.
HOLTY
116.Aşk,utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır.
MONTAİGNE
117.Kısa ayrılıklar aşkı canlandırır,uzun ayrılıklar ise aşkı öldürür.
MIRABEEN
118.Aşkta erkeğin zaferi kaçmaktır.
NAPOLEON
119.Ne güzel bir ceza evi vardır ne de çirkin bir aşk.
RABUTIN
120.Büyük aşklara tutulmuş olanlar,kendilerine geldiklerinde bütün ömürlerince hem memnun hem de pişman olurlar.
La ROCHEFOUCAULD
121.Aşk,gözle değil ruhla görür.
SHAKESPEARE
122.Ey aşk,güzel ve kısasın!
SCHILLER
123.Aşkın bulunduğu yerde hiçbir şey can sıkıcı ve bayağı değildir.
A.SMITH


AYNA:

124.Güzel yüz aynaya aşıktır.
MEVLANA

125.Hiç bir güzel kadın yoktur ki aynanın karşısına geçip sırıtıp durmasın.
SHAKESPEARE
126.Tek ayna bulunmamıştır ki kadına:Sende iş kalmadı.desin.
R.H.KARAY

AYRILIK:

127.Ayrılık içinde,insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman bir yıl gibi gelir
MEVLANA
128.Bir gün nasıl olsa ayrılacağız;fakat yaşarken ayrılmayalım.
Melih ÖZER
129.İnsanların birbirlerini tanımaları için en iyi zaman ayrılmalarına yakın zamandır.
DOSTOYEVSKİ
130.Ayrılık,tatmin edilemeyen aşkı artırır.
VOLTAIRE

131.Başarı,kişinin başlangıç noktası ile ulaştığı yer arasındaki farktır.
Sweet Marden

132.İnsan yaşadıkça anlıyor ki ,kendi kayığını kendin çekmezsen bir yerlere gidemiyorsun.
Kaherine Hepburn
133.Vapurlar, yelkenlileri denizlerden kovdular.Çünkü onlar rüzgar olsa da olmasa da olmasa da ileriye gidiyor.Vapur kendisini öne iten gücü içinde taşıyor.Hiçbir fırtına onu yolundan çeviremiyor.Onun dışarıdan kuvvete ihtiyacı yok

134.Nereye gittiğini bilen adama bütün dünya yol verir.

135.Haksızlığa sapıp bütün insanların seninle beraber olmasını sağlamaktansa ;adaletle hareket edip ,tek başına kalmak daha iyidir.
136.Sihir yok, yalnızca sihirbazlar vardır.
137.insan inandığı şeydir.
138.Bir şey başarabilenler genellikle yüzde bin haklı olduklarına inanlardır.
139.Yürekten ilerle.Yürekten ilerlemezsen, onsuz ilerlersin.
140.müthiş bir adanmışlık yoksa muhteşem bir zafer de yoktur.
141.dünya üzerinde en güçlü silah ateşlenmiş insan ruhudur.
142.birkaç sineğin ısırması yarışı kazanmaya azmetmiş bir atı durduramaz.
143.bütün düşüncelerinizi elinizde yapmakta olduğunuz işin üzerine odaklayın.Güneş ışınları bir noktaya odaklanmadan önce orayı tutuşturmaz.
144.Başarının ilk kuralı konsantrasyondur.Bütün enerjiyi bir noktaya yönlendirip etrafa bakmadan o noktaya kilitlenmek gerekir.
145.Fikir bir benzin gibidir.Çok kişide benzin vardır.Fakat onu bir motora koyup çalıştırabilecek girişim,alevlendirecek kibrit yoktur.
146.Korku kimi zaman topuklarımıza kanat takar, kimi zaman da ayaklarımızı yere çiviler.
147.Korku gelecek bir kötülüğü beklemenin adıdır.
148.yokuş aşağı gitmek kolaydır ;ama güzel manzara tepeden seyredilebilir.
149.açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.
150.yeteneklerini gizleme ,onlar kullanılmak içindir.bir şemsiye gölgede ne işe yarar.
151.Ben bilmediğimi bildiğim için diğer insanlardan akıllıyım (Sokrates)
152.Aklın süsü dil ; dilin süsü sözdür.
İnsanın süsü yüz;yüzün süsü gözdür. (Yusuf Has Hacip / Kutadgu Bilig )
153.Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır.
154.Mutluluk denilen şey o kadar çok parçanın birleşiminden oluşmuştur ki her zaman için bir parçasını yanlış bir yere yerleştiririz.
155.Fukaraya, evine hırsız girdi, demişler.Üzerine kilitleyin kapıyı açlıktan ölsün ,demiş.
156 İyi bir ata gücünden dolayı değil huyundan dolayı değer verilir.
157.Hata edip de düzeltmemek İşte asıl hata budur.
158.Zihin fukara olunca fikir ukala olur.
159.Küçük kafalar kişileri, orta kafalar olayları ,büyük kafalar ise fikirleri konuşur.
160.Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.
161.Bir önyargıyı ortadan kaldırmak bir atomu parçalamaktan daha zordur.
162.Irmaklarla kayanın savaşını hep ırmak kazanır;ama güçlü olduğundan değil sabretmesini bildiğindendir.
163.İnsanlar kıyafetleriyle karşılanırlar bilgileriyle ağırlanırlar, konuşmalarıyla uğurlanırlar.
164.Geçmişleriyle övünenler patateslerdir onların da en iyi kısımları toprağın altında kalmıştır.
165.Herkes tarafından sevilen biri olmaktansa güvenilir biri olmayı tercih ederim.
166.Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder ;çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.
167.Bana benden olur her ne olursa ;başım rahat olur dilim durursa
168.Zamanın değerini yapacak işi olan bilir.
169.İki şey akıl hafifliğini gösterir:Söylenecek yerde susmak, susulacak yerde söylemek.
170.En iyi yönetim kendi kendimizi yönetmeyi bize öğretebilecek yönetimdir.
171.Ümit, insanın kendi ruhunu keşfetmesi ve ondaki iktidarı sezmesinden ibarettir.
172.Çok yaprak az meyve bu doğanın yasasıdır.Çok söz az iş bu da insanın hatasıdır.
173.Ümitle açılıp kazançla kapanan kitap iyi bir kitaptır.
174.Sevilmeyen yol kalabalıkken bile ıssızdır.
175.Sözü altın olanların susuşu intihardır
176.Hayatta yokluk da bolluk da arkadaşları birbirinden ayırır.
177.Para insan avlamak için çok iyi bir yemdir.
178.İnsan neşeyi elden bırakmazsa her musibetin üstesinden gelir.
179.İyiliği yalnız iyiler anlar kötülüğü herkes anlar.
180.Zirvede yılana da kartala de rastlarsınız ancak biri sürünerek diğeri ise uçarak çıkmıştır oraya.
181.Zenginlik kullanılacak bir silahtır ancak asla tapılacak bir mabet olamaz.
182.Işığı önüne al yürü gölgen arkadan ister gelsin ister gelmesin.
183.Suyu düşünmekle susuzluğu gideremez ,ateşi düşünmekle de ısınamazsınız.
184.İlim servetten üstündür ;çünkü serveti sen korursun ,ilim seni korur.
185.Sürekli arkanıza bakarsanız önünüzde duranlar hakkında karar veremezsiniz.
186.Babanın gizlediği şey oğulda ortaya çıkar.
187.Neyin hakkından gelinmez kafa istekle birleşir birleşmez.
188.Dün ile bugün arasında kavga çıkarırsak yarını kaybederiz.
189.En iğrenç yalan gözyaşı şekline girendir.
190.En çabuk kuruyan şey gözyaşıdır.
191.Her bildiğini söyleme ama her söylediğini bil.
192.Kimse duymak istemeyenler kadar sağır değildir.
193.İster mermi kullansın ister oy pusulası insan iyi nişan almalı kuklayı değil kuklacıyı vurmalı.
194.Tarih devamlı bir başlangıçtır.
195.Akıllının uzun kulakları ,kısa dili vardır.
196.Çok yumuşak davranmak çok sert davranmak kadar kötüdür.
197.Hedefsiz bir gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.
198.Yarın yorgun insanların değil rahatına kıyan insanlarındır.
199.İnsan iki şeyle kendini ihtiyarlıktan kurtarır:Biri iyi iş diğeri iyi söz.
200.Düşmeden öğrenmek zaman kaybetmektir.
201.İnsan bir şeyi ciddi olarak istemeyegörsün hiçbir şey erişilemeyecek kadar yüksekte değildir.
202.Para iyi bir hizmetkar kötü bir efendidir.
203.Kimi insanlar odaya girdiğinde aydınlatır kimisi çıktığında
204.Öğrenmenin sonsuzluğu insanın ne kadar az bildiğini gösterir.
205.Gereksiz küçük harcamalardan sakının küçük bir delik kocaman gemiyi batırmaya yeter.
206.İnsan iyi doğar onu kötü yapan toplumdur.
207.Komşunu sev ;ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma.
208.Başkaları gibi düşünürsek başkalarına benzeriz.
209.Karanlığa söveceğine kalk bir mum yak.

GÜNÜN ANLAM


HAYATI ISKALAMA LÜKSÜN YOK SENIN !

Bir ask için yapabilecegin her seyi yaptigina inaniyorsan ve buna ragmen hala yalnizsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasina koymustur ve yaptiklarin onun dudaginda hafif bir gülümseme yaratmaktan baska hiçbir ise yaramayacaktir.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazirdir.
Hani agzinla kus tutsan "Bu kusun kanadi neden beyaz degil?" diye bir soruyla bile karsilasabilirsin.. iki ucu keskin biçaktir bu
isin. Yaptiklarinla degil yapmadiklarinla yargilanirsin her zaman.
Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. Iyi halin cezanda
indirim saglamaz.Sen, "Ama senin için sunu yaptim" derken o, "sunu yapmadin" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karsiliginda mutlaka baska bir iddiayla karsilasacaksindir. Üzülme, sen aski yasanmasi gerektigi gibi yasadin.Özledin, içtin, agladin, güldün, sarkilar söyledin,düsündün, siirler yazdin. "Peki o ne yapti" deme. Herkes kendindensorumludur askta. Sen askini doya doya yasarken o kendine engellerkoyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yasiyorsa, ve bueksikligi bildigi halde tamamlamak için ugrasmiyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayati iskalama lüksün yok senin. Onunvarsa, birak o lüksü sonuna kadar yasasin.
Her zamanki gibi yasayacaksin sen. "Acilara tutunarak" yasamayi
Ögreneli çok oldu. Hem ne olmus yani, yalnizlik o kadar da kötü
bir sey degil. Sen mutlulugu hiçbir zaman bir tek kisiye
baglamadin ki.... Epeydir eline almadigin kitaplar seni
bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç
görmedigin sokaklarinda gezip yeni yasamlara tanik olmak da keyifverecek sana.Yine içeceksin rakini baligin yaninda. Üstelik
diledigin kadar sarhos olma özgürlügü de cabasi....
Sen yüreginin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asolan
yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar
acitsa da içini unutma; yasadigin sürece o yürek var olacak
seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüregini ve yüreginde
tasidigin sevda duygusunu. Elbet bitecek günese hasret günler. Ve
o zaman kutuplarda yetisen ciliz ve minik bitkiler degil, günesin
çiçekleri dolduracak yüregini...

NAZIM HIKMET

YÜREĞİMİ YÜREĞİNE KOY- NAZIM HİKMET


28 Kasım 2013 Perşembe

''ÇOk isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!''


MUTLAKA OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM ! 

Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılana vurmay...a kıyamamış. Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş. ''Ey insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegim'' demiş.Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra agzında bir altın lira ile dönmüş ve ''Bundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim!'' demiş.

Oduncu altını bozdurmuş ve evinde ogün şenlik olmuş. Aileside dahil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştıgı için durumunun düzeldigini zannetmiş. Oduncu yıllar boyu hergün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Birgün oduncu agır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluga alışmış evinde darlık başlamış.

Oduncu oglunu yanına çagırmış ve yılanın sırrını anlatmış. ''Kör kuyunun başına git ve oglum oldugunu söyle; yılan sana altın verecek!'' demiş. Oglu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oglu olduguna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oglan önce inanmadıgı hikayenin gerçek oldugunu görünce hırsa kapılmış, ''Kimbilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!'' diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyrugunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oglanı sokmuş ve öldürmüş.

Akşam yaklaşıp da oglu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatagından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oglu cansız yatıyor. Yılanda o anda görünmüş; kuyrugu yok ve kanlar içinde.

Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oglu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı... ''Hatalı olan oglum olmalı!'' demiş ve yılandan özür dilemiş. ''Tekrar dost olalım!'' demiş.

Yılan ise acı acı gülümsemiş: ''ÇOk isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!'' demiş..✿C✿A✿N✿A✿N✿



Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılana vurmay...a kıyamamış. Yılanda duygulanmış ve dile gelmiş. ''Ey insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegim'' demiş.Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra agzında bir altın lira ile dönmüş ve ''Bundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim!'' demiş.

Oduncu altını bozdurmuş ve evinde ogün şenlik olmuş. Aileside dahil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştıgı için durumunun düzeldigini zannetmiş. Oduncu yıllar boyu hergün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Birgün oduncu agır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluga alışmış evinde darlık başlamış.

Oduncu oglunu yanına çagırmış ve yılanın sırrını anlatmış. ''Kör kuyunun başına git ve oglum oldugunu söyle; yılan sana altın verecek!'' demiş. Oglu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oglu olduguna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oglan önce inanmadıgı hikayenin gerçek oldugunu görünce hırsa kapılmış, ''Kimbilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!'' diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyrugunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oglanı sokmuş ve öldürmüş.

Akşam yaklaşıp da oglu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatagından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oglu cansız yatıyor. Yılanda o anda görünmüş; kuyrugu yok ve kanlar içinde.

Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oglu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı... ''Hatalı olan oglum olmalı!'' demiş ve yılandan özür dilemiş. ''Tekrar dost olalım!'' demiş.


Yılan ise acı acı gülümsemiş: ''ÇOk isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız!'' demiş…

21 Kasım 2013 Perşembe

DOSTLUK

 Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği, bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın.
Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu: "Affedersiniz... Burası neresi?"  
Kadın ona gülümsedi:  "Burası Cennet, efendim." 
Adam bunun üzerine sevinçle: "Harika!" dedi.
"Peki bana biraz su verebilir misiniz?
Gerçekten çok susadım.
" Kadın cevap verdi:  "Tabi efendim, içeri girin... İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz."
Adam köpeğine döndü:  "Hadi oğlum içeri giriyoruz," diyerek kapıya yürüdü...ama kadın onu birden durdurdu:  "Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanları içeri almıyoruz..."
Bunun üzerine adam bir an durdu; düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular. Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla, yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı...
Adam sordu: "Affedersiniz. Bana biraz su verebilir misiniz?" 
Dede: "İçeri gel." dedi. "Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..." 
Adam sordu:  "Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?"  
Dede:  "Tabii..." dedi. "Çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kâse bulacaksın..." 
Bunun üzerine adam kapıdan girdi. Biraz yürüdükten sonra sağ taraftaki çeşmeyi buldu. Adam çeşmeden, köpek de oradaki kâseden kana kana içerek susuzluklarını giderdiler. Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu: 
"Su için çok teşekkür ederim. Peki, burası neresi?" 
Dede: "Burası Cennet." dedi.
Bunu duyan adam şaşırdı: "Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler."  
Dede: "Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi. "Orası Cehennem." 
Adam iyice şaşırmıştı: "Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?" 
Dede gülümsedi: "Kızmıyoruz. Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar."
Ve işte bu masaldan çıkaracağımız ders:
Dostlarınızı Yarı Yolda Bırakmayın.
Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydır.
Bir dostun başarısına sevinebilmek ise
sağlam bir karakter gerektirir.

DOST MATEMATİKSEL OLMALI;    
SEVİNCİ ÇARPMALI
,ÜZÜNTÜYÜ BÖLMELİ,
GEÇMİŞİ ÇIKARMALI,
YARINI TOPLAMALI…



KALBİNİN DERİNLİKLERİNDE İHTİYACI HESAPLAMALI.

Dostluğun anlamını ve dostlarının değerini bilenlere...

5 Kasım 2013 Salı

DONDURULMUŞ LİMON un ŞAŞIRTICI FAYDASI




Bunların tamamı donmuş limondadır.

Restoranlardaki çoğu bilinçli tüketiciler limonun tamamını kullanır veya tüketirler, hiç bir kısmını ziyan etmezler.


Ziyan etmeden limonun tamamını nasıl kullanırsınız?

Basit... Limonu (yıkayıp) buz dolabınızın buzluk bölümüne koyuyorsunuz. Donduktan sonra mutfak rendesini alıp limonun tamamını rendeleyebilirsiniz. Soymanız falan gerekmiyor. Rendelenmişini yemeklerinizin üzerine serpebilir, sebze salatasına, dondurmaya, çorbaya, makarnaya, makarna sosuna, suşiye, balık porsiyonlarına katabilirsiniz.
Yemeklerin tamamı, daha önce hiç tatmadığınız mükemmel bir lezzet kazanacaktır.
Büyük olasılıkla, limon denince sadece limon suyu ve vitamin C aklınıza gelir. Sadece bu kadar olduğunu düşünürsünüz. Artık limonun gizemlerini öğrenince onu kupada içeceğiniz hazır çorbalarınıza bile katabileceksiniz.

Limonun tamamını kullanmanın, bir kısmını ziyan etmeyip yemeklerinize yeni bir lezzet katması dışında asıl avantajı nedir?

Rendelenmiş limonunuz, limonun sadece suyunda bulunandan 5 veya 10 kat daha fazla vitamin içerir. Ve evet, şimdiye kadar bunu kaybediyordunuz. Ama bundan sonra, tüm limonu dondurmak gibi basit bir işlem sonrasında, onu rendeleyip yemeklerinizin üzerine serperek tüm besleyici özelliklerini kullanıyor olacak, yani daha sağlıklı besleniyor olacaksınız. Ayrıca rendelenmiş limonun dinçleştirici ve vücuttaki toksinleri giderici etkisinden yararlanacaksınız.

İşte bunun için limonunuzu buzluğa koyun, donsun ve her gün yemeklerinizin üzerine rendeleyin. Böylece, yiyecek ve içeceklerinizi daha leziz hale getirip daha sağlıklı ve uzun yaşamın anahtarını kullanıyor olun! İşte limonun gizemi budur! Geç bile olsa başlayın, HİÇ olmamasından İYİDİR! Limonun sürpriz yararlarından faydalanın!

Limon (Citrus) kanser hücrelerini öldüren mucizevi bir üründür. Kemoterapiden çok daha tesirlidir. Bunu nereden mi biliyoruz? Çünkü kendilerine yüksek kârlar sağlayacağını bildikleri için limon özütünün sentetik versiyonlarını üretmeye uğraşan laboratuvarlar var.

İhtiyaç duyacağını düşündüğünüz dostlarınıza, limonun hastalık önleyici etkisi olduğunu duyurarak yardımcı olabilirsiniz. Tadı hoştur ve kemo-terapinin korkunç etkilerini göstermez. Kemo-terapi ilaçları üretiminden fayda sağlayan multi-milyoner büyük şirketlerin çıkarlarını riske atmamak adına bu gizemin özenle saklı tutulduğu sürece ne kadar insanın öleceği bilinmez.

Bilindiği üzere, iki çeşit limon ağacı vardır. Limon ve misket limonu. (konu olan limondur, diğeri değil). Limon meyvesini farklı şekillerde tüketebilirsiniz. Pulpa'sı yenebilir. Sıkılarak suyu çıkarılabilir. Limonlu içecekler yapılabilir, dondurma vs.. Limonun birçok vasfı sayılabilir ama en ilginci URLAR, YUMRULAR, KİSTLER, TÜMÖRLER üzerindeki etkisidir.

Bu bitkinin her tür kansere iyileştirici etkisi kanıtlanmıştır. Bazıları onun her tür kanserin tedavisinde faydalı olduğunu söyler. Ayrıca geniş spektrumlu anti-bakteriyel olarak iltihaplara / enfeksiyonlara ve mantara karşı kullanılır. Dahili parazit ve bağırsak kurtlarına karşı etkindir. Çok yüksek tansiyona karşı kan basıncını düzene sokar. Anti-depresandır. Strese ve asabi bozukluklara karşı iyi gelir.

Bu bilginin kaynağı ise çok etkileyicidir: Dünyanın en büyük ilaç üreticisi firmalarından biridir. Bu firmanın beyanına göre 1970'den beri 20'nin üzerinde yapılan laboratuvar testlerinde limon ekstrelerinin uygulanmasıyla; içlerinde kolon / kalın bağırsak, meme, prostat, akciğer ve pankreas da olmak üzere 12 kanser tipinde başarılı sonuçlar alınmıştır.

Limon ağacından elde edilen bileşiklerin, bütün dünyada kemo-terapide kullanılan Adiamycin ürününden 10 000 kat daha iyi olduğu saptanmış, kanser hücrelerinin gelişmesini yavaşlattığı gözlemlenmiştir. Daha da şaşırtıcı gözlem şudur ki: Limon özü kötü huylu kanser hücrelerini tahrip ederken sağlıklı hücrelere hiç zarar vermemektedir.

 — Nazan Orer veNazan Yapraks ile birlikte.

4 Kasım 2013 Pazartesi

VICKS'IN FAYDALARI

VICKS çocukluğumuzdan günümüze kullanılan bir merhemdir. İçinde bulunan kafur ve mentol sayesinde sürülen noktalarda ki kılcal damarları genişleterek toksin attırır ve ağrıyı azaltır. Ayrıca ökaliptol, terebentin, mentol sayesinde solunum yollarını düzenler, akciğerlerde salgıyı arttırır. VICKS’i sadece solunum yolları için kullanıyorsanız yanılıyorsunuz. İşte, VICKS’in bilinmeyen faydaları ;

viks
Gece yatarken ayak tabanlarınıza VICKS sürün, ovalayarak yedirin ve çoraplarını giyin. Öksürüğünüz varsa hemen kesildiğini fark edeceksiniz. Özellikle gece oluşan öksürükleri bu uygulama hemen durdurur.
Uzun yürüyüşler ve spor sonrası oluşan kas ağrılarında Vicks ağrıyı giderir ve rahatlatır. Bu nedenle ağrıyan kaslarınızın üzerine merhemi yedirerek sürmek çok etkilidir.
mantar
Ayak tırnaklarınızda tırnak mantarı varsa, Viks’i kullanın. Tırnaklara yaklaşık 2 hafta kadar viks sürdüğünüzde zamanla rengi koyulaşacak ve mantarlar ölecektir. Normal ve sağlıklı tırnaklar çıkmaya başlayacaktır.
Darbe sonucu veya düşme ile oluşan morarmalar da ve şişmeler de kullanılan viks, bölgeyi rahatlatır. Morluklar oluşmaz, şişmeler iner.Baş ağrısında alnınıza süreceğiniz bir miktar viks, basıncı azaltarak ağrıyı hafifletir.
uyku
Uyku probleminiz varsa, ılık su içine atılan viks’i odanızda bırakın. Viks’in buharı odayı doldurduktan sonra çok rahat uyuduğunuzu fark edeceksiniz.
Enfeksiyon kapmayı önlemek için yaralandığınızda viks kullanabilirsiniz.
Evinizde kedi besliyorsanız, kediler tırmalamayı severler. Kedinizin en çok tırmaladığı alana bir parça viks kullanın. Kokusu kedinizin o noktaya gitmesini engelleyecektir.
soğuk algınlığı
Bir kene tarafından ısırıldığınızı fark ederseniz hemen oraya viks sürün. Güçlü olan kokusu kenenin hemen kendini bırakmasını sağlayacaktır.
Sivrisinekler tarafından çok ısırılıyorsanız açıkta kalan yerlerinize bir miktar viks sürün. Sivrisinekler sizi ısırmayacaktır. Ayrıca sivrisinek ısırığına sürülen viks, kaşıntıyı keser.
Gripseniz ve kendinizi kötü hissediyor ve hırıltılı öksürüğünüz varsa, göğsünüze ve sırtınıza viks sürün. Birer gazete kağıdı ile üstünü kapatın ve kıyafetlerinizi giyin. Göğsünüz yumuşayacak ve öksürük ortadan kalkacaktır.
SEVDİKLERİNİZDE OKUYABİLSİN DİYE LÜTFEN PAYLAŞALIM..