İNSAN DÜŞÜNEN VARLIKTIR.
19 Ekim 2012 Cuma
AŞK
“Ama şimdi onu yitirirsem, onu elimden alırlarsa, ruhum sokaklara düşer, rastgele bir yabancıdan sevgi dilenir, o değerli zehirden birazcık olsun tatmak için yalvarıp yakarır.”
Katherine Mansfield
15 Ekim 2012 Pazartesi
Mutlu bir beraberlik yaşa
Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam
yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu
söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o
korkuyu gördüm.
Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama
düşüncelerimi söylemem lazımdı. Ben boşanmak istiyorum. Sinirlenmedi Sözlerime
karşılık vermedi, sadece sebebini sordu.
Bir cevap veremedim ve buna ço
k sinirlendi elinde ki Çatal Bıçakları
fırlattı. Bana bağırdı ve Adam olmadığımı söyledi. Bu akşam tek kelime konuşmadık.
Eşim bütün Gece ağladı. Farkındaydım Evliliğimiz ne olacağını merak ediyordu,
ama onu tatmin edecek bir şey söyleyemeyecektim. Ben Jane'e aşık oldum, eşimi
sevmiyorum artık.
Bu vicdan azabıyla bir Evlilik sözleşmesi
hazırladım, Evi, Arabayı ve Şirkettin 30% ona verecektim. Sözleşmeye kısa bir
süre baktı ve yırttı. 10 yıl hayatımı paylaştığım bu Kadın bana yabancı
olmuştu. Onun harcadığı zamana ve enerjiye üzülüyordum, ama geri dönemezdim,
Jane'e çok aşık olmuştum. Sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı, bu benim
beklediğim bir tepkiydi. Onun ağlaması benim hafiflememe sebep olmuştu. Bir
süredir aklımdan geçiriyordum boşanmayı, bu fikir bende saplantı haline
gelmişti ve şimdi bu duyguyu daha da güçlü hissediyordum ve doğru karardı.
Bir sonra ki akşam eve geç gelmiştim ve
Eşimi Masada yazı yazarken gördüm. Çok uykum vardı ve Akşam yemeğini yemeden
uyumaya gittim. Jane ile geçirdiğim o kadar saat beni yormuştu. Bir ara uyandım
ve onu hala yazı yazarken gördüm Masa da. Ama bu benim Umurumda değildi ve
başımı çevirip uyumaya devam ettim..
Ertesi sabah bana Şartlarını yazı halinde
sundu. Benden hiç bir şey istemiyordu, sadece boşanmamızı ilan etmek için 1 ay
müsaade istedi ve bu zamanda normal bir Aile gibi davranmamızı istedi. Bunun
sebebi Oğlumuzun 1 ay sonra Sınavların olması ve bu dönemde ona bu yükü
bindirmemekti. Bu kabul edilebilinir. Bir şey daha vardı, benden onu Evlilik
Gecesinde onu kapıdan içeriye nasıl taşıdığımı hatırlamaktı, ve 1 ay boyunca
her sabah onu Yatak odasında Kapıya kadar taşımamı istedi. Kafayı yediğini
düşündüm, ama son günlerimizin iyi geçmesi acısından, kabul ettim.
Sonra bu şartlardan Jane bahsettim,
yüksek ses ile gülüp bunun çok saçma olduğunu ve eninde sonunda Boşanmayı kabul
etmek zorunda kalacağını söyledi.
Eşimle boşanma konusunu açtığımdan beri
Fiziksel temasta bulunmadık. Bu sebepten ilk gün onu kucağıma alıp kapıya
götürdüğümde tuhaf bir duygu yaşadım. Oğlumuz arkamızda duruyordu ve alkış
yapmaya başladı 'Babam Annemi kucağında taşıyor' bu onu çok sevindirmişti, Sözleri
canımı acıtmıştı... Yatak odasından Evin Kapısına kadar 10 metre taşıdım. Eşim
gözlerini kapattı ve kulağıma' Oğlumuza boşanmamızdan bahsetme' diye fısıldadı.
Bende başımı öne eğerek tamam dedim, ve içime bir üzüntü çöktü. Kapı önünde onu
bıraktım Eşim Otobüs durağına gitti ve onu İşe götürecek olan Otobüsü bekledi.
Bende tek başıma Ofise gittim.
2. Gün bu oyunu oynamak bize daha kolay
gelmişti. Eşim başını Göğsüme yasladı, ve onun kokusunu duydum. Birden Eşime
uzun süredir bakmadığımı anladım. Ve onun Evlendiğim zaman ki kadar Genç
olmadığını fark ettim. Yüzünde hafif çizgiler oluşmuş saclarına ak düşmüştü.
Gecen yıllar öylesine yanından geçmemişti, O an kendime ona bununla neler
yaptığımı sordum.
4. Gün onu kucağıma aldığımda bir güven
duygusu yaşadım. Bu bana Hayatının 10 yılını Hediye eden Kadın.
5. Gün bu güven duygusu daha da
büyümüştü. Bundan Jane bahsetmedim. Günler geçtikçe onu taşımak daha da
kolaylaşmıştı, belki de bu sayede yaptığım antrenman dan dolayıdır bu.
Bir Sabah onu ne giyeceğini düşünürken
izledim. İsyan ederek her gün kıyafetlerin biraz daha bol geldiğini söyledi.
Birden onun ne kadar süzüldüğünü ve kilo verdiğini fark ettim. Demek ki onu her
sabah daha kolay taşıyabilmemin sebebi buydu. Birden yüzüme yumruk gibi vurdu.
Bu kadar Acıyı ve Üzüntüyü Kalbinde taşıyordu. Farkında olmadan başını okşadım.
O an Oğlumuz da geldi ve ' Baba Annemi taşıman lazım ' dedi. Bu hayatımızın bir
parçası olmuştu, Babasının Annesini odadan Kapıya taşıması. Eşim Oğlumuzu
yanına çağırdı ve ona sıkı sıkı sarıldı. Ben başımı cevirdim, son anda
kararımdan vazgeçmek istemiyordum. Onu kucağıma aldım ve Yatak odasından Kapıya
kadar taşıdım. Elini enseme koymuştu ve ben onu sıkı sıkı tutmuştum. Tıpkı
Evlendiğimiz gün gibi.
Artık Huzursuzlaşmıştım bu kadar kilo
vermesinden. Son Gün onu kucağım da taşıdığımda hareket etmedim. Oğlumuz
okuldaydı ve Eşime Hayatımızda ki yakınlığın ne kadar eksildiğini söyledim.
Ofise gittim arabadan fırladım kapıyı kilitlemeden bunun için zaman yoktu. Her
anın kararımı değiştirmesinden korkuyordum ve Merdiven den yukarı koştum,
yukarı varınca Jane kapıyı actı. Ona Karımdan boşanmayacağımı söyledim.
Şaşkın bir ifadeyle elini anlıma koydu ve
' Senin ateşin mi var' diye sordu. Üzgünüm Jane ama ben artık boşanmak
istemiyorum dedim. Evliliğimizin renksiz kalması sevgi eksikliğinden değil,
birbirimizin değerini unuttuğumuzdan dı. Şimdi aklıma geldi ki, ona
Evlendiğimiz Gün kapıdan içeri taşıyınca ömrümün sonuna kadar Sadakat yemini
verdiğimi........ Jane olayı anlayınca yüzüme bir tokat attı ve kapıyı
kapatarak ağlamaya başladı. Hemen aşağı koşup ilk Çiçekçiye gidip Eşime bir
Buket çiçek aldım, üzerinde ki Karta da'''seni her Sabah hayatımın sonuna kadar
taşıyacağım''''.
Eve vardığımda yüzümü bir gülümseme
kapladı, elimde Çiçeklerle yatak odasına gittim ve Eşimi yatağın üstünde Ölü
buldum. Eşim aylardır Kanser ile savaşıyordu ve ben Jane ile ilgilenmekten bunu
fark etmemiştim. Fazla yaşamayacağını bildiği için, beni Oğlumun bana negatif
tutumundan korumaya çalışmıştı. En azından Oğlumun gözünde iyi bir Eş olarak
kalmamı istemişti.
İlişkide ki küçük şeylerdir önemli olan.
Villalar, arabalar çok paralar değil . Bunlar hayatı kolaylaştırır ama asla
Mutluluğun temeli olamazlar.
İlişkine zaman ayır ve ilişkinin güven ve
huzur anlamına gelecek şeylere meşgul ol.
Mutlu bir beraberlik yaşa.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)