İNSAN DÜŞÜNEN VARLIKTIR.

9 Aralık 2011 Cuma

Jacob Riis

Çaresiz kaldığım zamanlarda gider,
bir taş ustası bulur, onu seyrederim.
Adam belki yüz kere vurur taşa.
Ama değil kırmak,
Küçücük bir çatlak bile oluşturamaz.
Sonra birden, yüz birinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir.
İşte o zaman anlarım ki;
taşı ikiye bölen o son vuruş değil,
ondan öncekilerdir!
 
Jacob Riis
 

26 Eylül 2011 Pazartesi

Sevgi, insan olmaktır....



Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabulüdür.
Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmaktır.
Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılanmasıdır.
Sevgi değer vermesini bilmektir.
Sevgi yaşama hakkını kabul etmektir.
.........Sevgi, birlikte olmaktan sevinç duymaktır.
Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.
Sevgi, bütün yapay ayırımların hayattan çıkarılmasıdır.
Sevgi, bilinçtir.
Sevgi, insan olmaktır....

21 Eylül 2011 Çarşamba

Yarin Yanağından Gayrı Paylaşmak İçin Herşeyi...


Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltas
ında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken

Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
Birde seni ekliyorum susuşlarıma

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar
Adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam

Gidersen kar yağar avuçlarıma
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür
Bir tufan olurum sustuğun her yerde


AHMET TELLİ

19 Eylül 2011 Pazartesi

Yatağa yatınca,
Yüreğinin sesinden uyuyamıyorsan;
Anla ki yalnızsın..

Aziz Nesin

16 Eylül 2011 Cuma

Bir insana zorla sevdiremezsin kendini. Bana güven diyemezsin. O bunu hissetmiyorsa,tek bir söz söyleyebilirsin: "Sen bilirsin"
Can Yücel
Herkes herkesi aynı sevemez dostlarım.. "Kimileri gururunun yettiği kadar sever, Kimileri de ömrünün yettiği kadar".
Bukowski
"Bir ilişkide güvensizlik varsa ordaki sevgi yalandır. Çünkü güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır".
M.Donald

"Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir."


Önemli Olan, Nelere Değer Verdiğin Ve Neleri Önemsediğindir!

Bir gün New-York´ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar.
Gruptan biri, Kızılderilidir.Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek cırcır aramaya baslar.
Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam eder. Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya devam eder.
Kızılderili, yolun karsı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takipeder. Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.
Arkadaşı, Kızılderiliye: "Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?" diye sorar.
Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler.
 
Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar.
Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak,onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder.
Kızılderili, arkadaşına dönerek:

"Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir.
Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin." der.

Ayna benim en iyi arkadaşımdır. Çünkü ben ağladığımda, o asla gülmez...
Charlie CHAPLIN

4 Eylül 2011 Pazar

Sular yükselince, Balıklar karıncaları yer..

Sular çekilince de Karıncalar balıkları yer…

Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir…

Çünkü kimin kimi Yiyeceğine..

“Suyun Akışı” karar verir…

''
Bir Afrika Atasözü ''.......

30 Ağustos 2011 Salı

Yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda.. Bir dilde adam gibi sevmedikten sonra.
Turgut UYAR

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Zordur Köprüleri Yakmak…

Zordur köprüleri yakmak…
Sıradan sabahların mahmurluğuna alışmışlar için,
bir şafak vakti aniden geçmişinden ve bugününden vazgeçmek,
ve içinde her nasılsa saklamayı başarmış bir yarin heyecanının kanadına
tutunarak havalanmak cesaret ister.
Kurulu düzen öylesine rahat, öylesine huzur doludur ki,
ruhuna gömülü çocuğu, yıllarca kınında beklemiş keskin bir kılıç gibi
uyandırıp dört nala ilerlemek, yaman bir karara dönüşür. Zordur insanin onca zaman bunca emekle kurduğu ne varsa hiçe sayıp, mağlup
ama mağrur bir komutan edasıyla yeni seferlere niyetlenmesi…
Bugüne yenik düsenler, yarını sadece hoş bir hayal olarak düşleyip, dünde
yasarlar.
Bedel ödemeyi göze alanlar ise, yelkenleri atlastan gemilerle, arkalarında
külden köprüler bırakarak, meçhul bir istikbale doğru dümen kırarlar….
Yıkılan sırat köprüsüdür….
Geçer ve orada kalırsınız:
cennetse cennet, cehennemse cehennem…
Dönüşü yoktur...
.....
Meçhul bir istikbal uğruna bugününden vazgeçmek
Korkutur insanları
Mazinin hatıraları taze, dostluklar sıcak
Kurulu düzen güvenlidir.
Bazılarımız kendi köprülerini yakmaktan
Son anda vazgeçer.
Ruhunun köprüleri yerine, cesedini ateşe vererek
Bir imkansız aşkı küllerin buluştuğu
Öbür dünyaya erteler...
Köprüleri yakmak cesaret ister
Ama kararsızlanırken köprünün karşısından
Işıl ışıl yeni bir hayat umudu gülümser insana
Bir elle bugünün yerleşikliğine tutunurken
Öbürü ile yarının macerasına uzanmaya çalışır
Arada çırpınır durursunuz
Belki orayı bilmemek, bilmekten iyidir
Bilipte gidememek en beteridir çünkü...

Can Dündar...

29 Nisan 2011 Cuma

Fıkra (: ( Kurşun )

Kadının biri kocasını aldatmaya karar verir ve köyün imamına bunun cezasının cehennemde ne kadar olacağını sormaya gider
İmam efendi anlatmaya başlar;
- Köyün muhtarıyla kocanı aldatırsan altı ay, öğretmeniyle yaparsan bir yıl, bekçi ile yaparsan iki yıl
Kadın dayanamayıp sorar;
- Peki imam efendi ya köyün imamıyla aldatırsam cezası ne kadardır?
İmam gevrek gevrek gülerek;
- Seni gidi kâfir seni der, cennette gözün var ha! (:

26 Nisan 2011 Salı

Körden Değil Nankörden, Yüzsüzden Değil İki Yüzlüden, Tipi Bozukdan Değil Sütü Bozuktan Kork..!
Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık! Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık.
Boşyere canı yanmaz insanın .. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair yada bir fazlalık geçmişten gelen ..  
Fuzuli...

7 Mart 2011 Pazartesi

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN



 YURDUMDAN KADIN MANZARALARI...

Sadece Ocak 2011 ayında erkekler tarafından hunharca 17 kadın öldürülebiliyor
2002-2009 ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN  SAYISI
2002-66 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ.

2003-83   "               "

2004-164 

2005-317  

2006-663
2007-1011

2008-806

2009-953 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ...

 


FIKRA: 
Dünya kadınlar gününde bir çok ülkeden kadının katıldığı Dünya Kadın Örgütü toplanmış. Kararlar alıyorlar. Kadınları kimse ezemez. Herkes eşittir vs. Bundan sonra kendimizi ezdirmeyeceğiz kocalarımızın isteklerini yerine getirmeyeceğiz demişler. Sonuçlarını da gelecek sene tekrar toplanıp değerlendirmek üzere kongreyi bitirmişler. Aradan 1 sene geçmiş. Tekrar toplanmışlar. Sonuçları değerlendiriyorlar.Önce
İtalyan kadın söz almış;-Eve ilk gittiğimde kocam benden yemek yapmamı istedi, bende bundan sonra yemek yapmayacağımı kendisinin yemek yapması gerektiğini söyledim.1. gün bişey göremedim,2. gün kendisine yemek yaptı,3. gün bana da yemek yaptı o günden beri evde yemeği kocam yapıyor.
Sıra Alman kadına gelmiş;-İlk gün eve gittim. Kocam benden elbiselerini yıkamamı istedi. Ben de ona bundan sonra temiz elbise giymek istiyorsa kendisinin yıkayacağını söyledim.1. gün bişey göremedim,2. gün kendisinin elbiselerini yıkadı,3. gün benimkileride yıkadı. O günden beri evdeki bütün elbiseleri yıkıyor.
Sıra bizim Türk kadına gelmiş;-İlk gün eve gittim. Kocam bulaşıkları yıkamamı istedi. Bende ona bundan sonra temiz tabakta yemek yemek istiyorsa bulaşıkları yıkaması gerektiğini söyledim.1. gün bişey göremedim,2. gün bişey göremedim,3. gün gözümün birisi azcık açıldı görmeye başladım.


EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLARIM..

ozanca

6 Mart 2011 Pazar

Bir hayli kirginim..

Kime oldugunu,neden olduğunu bilmeden..

Belki hayata,

belki kendime,

belki de dilimden dùşmeyen keşkelere..

Can Yùcel

24 Şubat 2011 Perşembe

İmam=)

 Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup insan, hacca gitmek için yola çıkmışlar. Van'a gelmişler.

Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler.

O köyün de imamı yokmuş.

Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum'dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini, imam yapmaya karar vermişler.

''Bu insanlar hacca gidiyorlarsa, boş insan değillerdir'' diye düşünmüşler.

Nitekim tekliflerini, içlerinden birisi kabul etmiş.

Her yıl, 400 koyun verilecekmiş imama.

Adam ''hacca gidip masraf yapacağıma, burada kalıp, yalandan imamlık yapar ve her yıl 400 koyun sahibi olurum'' diyerek işe başlamış.

Köylü camide toplanmış, namaz kılınacak.

Sayın İmam, başlamış namazı kıldırmaya:

- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 koyun verdiler bana, Allahuekber!''


Bu, günlerce aynı biçimde devam etmiş.

Köylü bu işe biraz şaşırmış ve konuşmuşlar aralarında:
- ''Daha önceki imam mı yanlış kıldırıyordu, yeni imam mı yanlış kıldırıyor? Bunu gidip, Müftü'ye soralım.''

Sayın Müftü, has Trabzon'lu!!

Müftüye gelen halk, her şeyi anlatmış.

Müftü köylüye dönerek:

- ''Siz şimdi, hiç imama çaktırmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanın ben de namaza geleceğim'' diye emir verir.

Herkes köyüne döner ve namaz vakti cemaat camide toplanır.

Tabi ki Sayın Müftü de camidedir.

İmam namazı kıldırmaya başlar.

Birinci rekat:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 koyun verdiler bana, Allahuekber!'' der hoca.

Arkadan "öhö.. öhö!.." şeklinde bir ses duyulur.

İmam, ''yakalandım, herhalde!'' diye korkmaya başlar.
İkinci rekatta, sözlerinde biraz değişiklik yapar:

- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 Koyun verdiler bana, yarısı sana,yarısı bana.. Allahuekber!''

Namaz bitince, köylü Müftüye dönerek

- ''İmam efendi namazı doğru mu kıldırıyor?'' diye sorar.

Müftünün cevabı:

- ''Hoca, birinci rekatta biraz şaşırdı ama ikinci rekatta işi düzeltti.

HANGİSİNİ BESLERSEN O KAZANIR-(İYİLİK VE KÖTÜLÜK)


Yaşlı Kızılderili reis kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede
birbiriyle boğuşup duran iki köpeği izliyorlardı. 

Köpeklerden biri beyaz diğeri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu iki iri köpekti bunlar. Çocuk, kulübeyi kor...umak için biri
yeterli gözükürken niye ötekinin de olduğunu, hem niye renklerinin illede siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.O merakla sordu
dedesine;
-Dede bu iki köpeği niye hep kulübenin önünde tutuyorsun?
Hem de niye biri siyah diğeri beyaz?

Yaşlı reis, bilgece gülümsedi ve torununun sırtını sıvazladı ve:
-Onlar benim için iki simgedir.
Çocuk:
-Neyin simgesi?
-İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen gördüğün şu iki köpek gibi, iyilik ve kötülük durmadan içimizde mücadele eder.Onları seyrettikçe ben hep bunları düşünürüm.
Çocuk, sözün burasında, mücadele varsa, kazananı da olmalı diye düşündü ve her çocuğa has bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
-Peki hangisi kazanır bu mücadeleyi?
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa :
-Hangisi mi evlat? 

 Ben hangisini beslersem o kazanır!

SENDEN BABA OLMAZ..


Baba olmak zordur 1 Anlık Bir İş gibi görünür ama hep emek ister
Herkes Baba olmak ister,Herkes baba olduğunu sanar ama olmaz
Babalık analıkdan sonra gelen en kutsal şeydir, hakkını verebiliyorsan eğer..
Baba oldum mu iş biter..babasın ya tamamdır herşey
Herkes baba olamaz dedim ya üstad,işte bu yüzden söledim...
Eğer o çocuk içinden sana baba demek istemiyorsa baba değlsindir..


Çocuk baba dıye koşturmuyorsa eğer,
Aramıyorsa başı sıkıştıgında seni,
İnsanlara babam dıye gururla bahsedemıyorsa senden,
Baba değilsindir sen...
Ne olduğunu sorma başka birşeysindir işte...
Eğer cocuk senin değilde baba dediği kişilerin resimlerine bakıp ağlıyorsa ağlaması gereken kişi sen değilsen kimdir...

Rüyalarına girmiyorsan cocugunun,
Boynuna sarılmıyorsa babam dıye,
Oğlum dıyemıyorsan,sen baba değilsindir..
Peki nesin sen
Sen 1 anlık bir babasın...
Ama 15 dakıka ama 1 saat ama sen anlık bir babasın...


Bir kere baba olamadın mı üstad hayatta bir daha baba olamazsın,
Bir kere cocuk sana gönülden babam demek istemezse bir daha dedirtemezsin...
Bir kere cocuk başkasını severse,ömrü billlah döndüremezsin
Bu yuzden baba olmak kolay ama bir o kadarda zordur işte...


Para ilede baba olamazsın mesela cunku cocuk hep ister sen hep alırsın...
Hep o yaşının gerektırdıgı bırsey ıster sen hep alırsın,almak istersin veya alamazsın..
Ama sen onun para babasısındır..
Cocuk bırgun gelır sevgı ıster,okşanmak,kalbıne dokunulmasını ister...
Kaç paraymış o şey dersin ve herşey biter...
Satın alamazsın o şeyi, diğer aldığın şeylere bezmediği için bakar kalırsın...

Çocuğunun rüyalarına engel olamazsın,kime baba diyeceğinede...
Baba dediği insanı mı öldürüceksin,yada evladını
Sıkar İşte çünkü senin için o zaten bir ölü...

Dünyaya geldiğimizden beri bir ton şey okuyoruz...
Birgün açıp evladını okudun mu ?
Kullanma klavuzuma baktın mı?
Ne ister hangi ortamlarda mutlu olur?
Dayanma süresi nedir?
Ama bir eşya olsa herşeyıyle ogrenırsın yalan mı
Hergun defalarca okur elinde gezersın..
Bak hanım darbeye karşı hassas diyo..
Peki bana attıgın tokatlar yada tokat gibi sözlerin...
Ama yiğidi öldür babanın hakkını yeme vurur vurur arıza yapınca doğru hastaneye,iyilestirip gene vurmak için...

Her baba böyle değildir ama...
Benim babam bana ne vurdu nede hastaneye gerek kaldı sağolsun,
Bir truva atı misali içten çökertti...
Babam olarak tanıttı kendini,1-2 sevcegım sey aldı..yalandan basımı oksadı..
Ve hergun damla damla erıttı beni...
Dışardan bakanlar normal sandı ama uzerımdekılerı atınca aslında kemılerımın bıle olmadığını anladılar..
Yoktum çünk... bir babaya verebılcecek ruhum baska babaya can verıyordu...
Üstelik senin gibi olmayan birine...

Bir dostum vardı bir zamanlar yakında Babam olacagını tahmin bile etmediğim...
Önce Amcaydı benim için sonra,baba oldu,
Ve şimdi BABAM..
Senin veremediklerni veren,
Parasıyla değil,yüreğiyle seven,yüreğime dokunan,dokunmasını bilen...
Kısaca hayatta tekrardan varolmama sebep işte bu adam
İşte gözümden dökülen yaşlarla kalem olan bu yazıyı yazdıran adam...


Not:Bu bir yaşanmış hayattan alıntıdır...Amaç babaları kötülemek değil aksine yüceltmektir...Dedim ya analardan sonra en kutsal varlıktırlar,amma velakin anlık baba değillerse...Allah kımseyı babasız bırakmasın...
Nazım Hikmet Ran
Hani derler ya ben sensiz yaşayamam diye İşte ben onlardan değilim Ben sensiz de yaşarım; Ama seninle bir başka yaşarım...
"Belki kimse olmayacak senin gibi; ama sende olmayacaksın eskisi gibi".
Can Dündar
"Bir ilişkide güvensizlik varsa ordaki sevgi yalandır. Çünkü güvenilmek, sevilmekten daha büyük bir iltifattır".
M.Donald
"Gitmeden önce düşün; Çünkü döndüğünde bulduğunla, giderken bıraktığın asla aynı olmayacak".
Aragon
"Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter".
C. Bukowski

12 Şubat 2011 Cumartesi

En mutlu insan!!
İster kral, ister bir köylü olsun. Dünyada en mutlu insan evinde huzuru olandır.
Goethe.

4 Şubat 2011 Cuma

* Oysa günün birinde yalnızlık yoracak seni, günün birinde gururun iki büklüm olacak ve cesaretin kırılacak, yalnızım diye haykıracaksın günün birinde !..

Kendi ululuğun bile bir hayalet gibi korkutacak seni..! 

Her şey sahte diye bağıracaksın günün birinde !..

Yalnız kişiyi öldürmeye çalışan duygular vardır ; Öldürmeyi başaramazlarsa eğer, onların ölmesi gerekir..! 

Peki gücün yetiyor mu buna ?..

Katil olmaya...? *

Friedrich Nietzsche

31 Ocak 2011 Pazartesi

"Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter".
C. Bukowski

Bir insana; "ya benimle olur musun ?" denir, "ya da benimle ölür müsün ?" İşte iki noktacık değiştirir anlamı..
Yılmaz Odabaşı

27 Ocak 2011 Perşembe

Once-Insan-Oldugunuzun-Farkinda-Misiniz

 Dil,Din,Irk Ayrımı Yapmadan Önce İnsan Olduğunuzun Farkında Mısınız ?









Haydi unutmayalım

Bu dayanışmayı

Zenci, beyaz, sarı, esmer

 
Birleşen özgür olur

Kendileri konuşsalar

Halklar hemen dost olur

Haydi unutmayalım

Nereden biz gücü alırız

Hem açken, hem de tokken

Haydi unutmayalım

Bu dayanışmayı

BERTOLT BRECHT

25 Ocak 2011 Salı


 Düştüğünde yanında olan değil, kalkman için el uzatan dosttur. Unutma, 'Kötü günde katkısı olmayanın iyi günde hissesi yoktur'


Siz hiçbir sarrafın bağırdığını duydunuz mu?
Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
Domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bağırmaz.
Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz.
İnsan bağırırken düşünemez.
Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir.
Popçular, folkçular boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor.
Ama..!
Dede Efendi’yi okuyanlar bağırmıyor.

İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur

MUHTEŞEM YÜZYIL....

Haremde cinsel münasebet olmazdı. Hareme toplanan kadınlar padişahın “dünya ahiret bacısı” ydı. Osman Bey’den Vahidettin’e bütün padişahlar aseksüeldi. Padişah anneleri Kanuni’ye kadar eşeysiz üremeyle, kuluçkaya yatarak yumurtladılar çocuklarını... Kanuni’den sonraki padişahları ise leylekler getirdi! * Nasıl gidiyor? İyi değil mi? Devam edeyim o halde... Sarayda hiçbir sapıklık, sapkınlık olmazdı. 15 yaşındaki padişaha, 30 yaşında hanım alınmadı. Hiçbir padişah kardeşini boğazlatmadı. Deli İbrahim bir dahiydi. Viyana Kuşatması asrın en muhteşem askeri müdahalesiydi. 
* Yeter mi? Yeter. Hakikaten yeter! 
* Koskoca Hükümet’in kelli felli bakanları işi gücü bırakıp bir televizyon dizisine sardı... 
Ecdadımız aşağılanıyormuş! 
* Kurtlar Vadisi diye bir dizi var: Devleti devlet değil, mafya koruyor... Suçluları devlet değil, mafya yakalıyor... Mafya devletin savcısını kucağına alıyor... Devletin yargıcı mafya için yalan ifade veriyor... Vesaire vesaire... Bildiğin devlet aşağılanıyor! Ecdadımız aşağılanınca kötü de devletimiz aşağılanınca iyi mi? Hem siz devlet adamı değil misiniz? Devleti devlet adamı korumayacaksa, Bakırköy zabıtası mı koruyacak? 
*Kurtlar Vadisi demişken... 
Dizide bölüm başı 50 ile yüz kişi arasında ölüyor. Yılda 2500 ile 5000 kişi arası yapar... 
Ne tuhaftır ki Aile’den Sorumlu Bakan, ‘Muhteşem Selma’ sıkı bir Kurtlar Vadisi izleyicisi! 
Bakan demişken... 
Başbakan “3 çocuk yapın” diyor ama... 
Polat ve çetesi bu hızla devam ederse adam başı 3 değil 33 çocuk yapsak Kurtlar Vadisi’nde ölenlerin yerine koyamaya
Bilmiyorum farkında mı? CANDAŞ TOLGA IŞIK....(Alıntı)

Yemek de boş, içmek de,
Hatta yeri gelmeden sevişmek de.
Tam zamanında öpmelis...in mesela güzel gözlünü,
Tam zamanında söylemelisin sevdiğini
Gözlerinin içine baka baka.

Bisikletinin gidonunu
Tam zamanında çevirmelisin
Düşmemek için.
Tam zamanında frene basmalı,
Tam zamanında yola koyulmalısın.

Tam zamanında okşamalısın başını
O üzüm gözlü çocuğun
Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına,
Tam ağlamak üzereyken.

Tam zamanında koymalısın elini omzuna
En sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken
Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.

Tam zamanında acımalı yüreğin
Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına
Evsiz kalınca çoluk çocuk
Ki uzatasın elini bir parça.

Tam zamanında açmalısın kapını
Hayatına girmek isteyenlere.
Tam zamanında çıkarmalısın
Sevginden şımarmaya başlayanları.

Tam zamanında affetmelisin kardeşini
Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını
Seni gecenin üçünde arayıp da
Kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

Tam zamanında öğretmelisin oğluna
Gerekiyorsa yumruk atmayı
Tam burnunun üstüne
Tiksinmeden pisliğinden,
Yukarı mahallenin sümüklü bebesi
Misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın
Acıyınca bir yerin.
Tam zamanında gülmelisin
Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

Tam zamanında yatmalısın
Yola çıkacaksan ertesi gün
Ve arabayı kullanan sensen
Sana emanetse çoluk çocuk
Ve kendin.

Tam zamanında bırakmalısın içmeyi
Son kadeh bozacaksa seni
Ve üzeceksen birilerini
Ertesi gün hatırlamayacaksan.
Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

Tam zamanında konuşmalı
Tam zamanında şarkı söylemeli
Tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa
Annenin babanın evini,
Tam zamanında başka bir şehre gidip
Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.
Tam zamanında dönmelisin memleketine.

Tam zamanında için titremeli,
Tam zamanında aşık olmalı
Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

Tam zamanında toplamalısın oltanı
Belki de seni şampiyon yapacak
En büyük balığı kaçırmadan.

Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli
Tam zamanında ölmelisin
Iskalamak istemiyorsan hayatı.

Haydi şimdi kalk bakalım
Silkin şöyle bir
At üzerinden hayatın yorgunluğunu,
Vakit zannettiğinden daha az
Haydi kalk bakalım,
Şimdi
YAŞAMAK ZAMANI.

Ben Haram ile Helali karıştırmam... 

Dost ile içilen 'RAKI' helaldir, 

'Puşt' ile içilen su bile Haram.. ;)

Ömer Hayyam

Eş seçmek kitap seçmeye benzer, iyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir ama içeriği sağlam olmadıkça, sonunu getirmek zordur.

Konfüçyus

23 Ocak 2011 Pazar

OZAN'CA: UĞUR MUMCU'YU SAYGIYLA ANIYORUZ.

OZAN'CA: UĞUR MUMCU'YU SAYGIYLA ANIYORUZ.: "Katiller Demokrasisi Hırsızlar Düzeni (1962-1971) 'Karanlıklarda çevrilen dolapları, kredi yolsuzluklarını, devle..."

22 Ocak 2011 Cumartesi

Yalnızlık

Yalnızlık
I
Yalniz kaldınız sanırsınız,
Biliyorum.
Yalnız bırakılmışsınız,
Biliyorum.
Ötesi yok.

II
Ötesi var:
Yalnızlık
Müziğin bile seni dinlemesidir.
Yalnızlık
İnsanın kendine mektup yazması
Ve dönüp-dönüp onu okuması
Yalnızlığın da ötesidir.


Özdemir Asaf

21 Ocak 2011 Cuma

ÖYLE BİR YERDEYİM Kİ


Öyle bir yerdeyim ki
Ne karanfil ne kurbağa
Bir yanım mavi y
osun
Dalgalanır sularda
Dostum dostum
Güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe

Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider Allah Allah
Kızım düşmüş sokağa
Dostum dostum
Güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe


Hasan Hüseyin Korkmazg

YÜREĞİM SIZLADIĞI ZAMAN...

Yüreğim sızladığı zaman
Gece yarılarından sonra,şafaktan önce
Bilmediğim bir istasyondan,bilmediğim bir müzik geliyor kulağıma:
Uzak
vahşi
Karanlık…
Gece denizleri gibi bir müzik,
Batık gemilerli gece denizleri gibi bir müzik,
Çağırıyor,çağırıyor beni durmadan
Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.

Yüreğim sızladığı zaman
Duvarları banka afişli çok eski bir şehrin Cumhuriyet Caddesi’nde iki tüfek bir kelepçe,
Tüfekler garip garip
Kelepçe garip…
Öyle beter
Öyle çamur
Bir yaprak döne yuvarlana,
Bir akarsu bata çıka…
Koşuyor koşuyor bir kadın kelepçenin ardından
Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.

Yüreğim sızladığı zaman
Bir kara tank çıkıyor bir ağıttan,bir filmden,bir savaş romanından çıkıp yürüyor sevgilerin,özlemlerin üzerinden.
Aşkların,umutların,oyuncakların,küçük emeklerin,büyük kaygıların üzerinden geçip gidiyor.
Su gibi ilerliyor yangın
İşliyor kıtlık karanlığı
Ölüler birden bire şarkılaşıp
Virüsler bakteriler
Bütün dilleri birden konuşuyor her şey.
Çırpınıyor yerde bir damla kan
Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.

Yüreğim sızladığı zaman
Kör bir çeşme başında kör bir kadın geliyor gözlerimin önüne
Bütün iplikleri bütün iğnelere takıyor da
Ne iplikler bitiyor,ne de iğneler.
Götürülmüş oğluna mı
kaçırılmış kızına mı
Geçen günlerine mi
Unutmuş neye ağladığını
Ağlıyor,aranıyor
Aranıyor,
Bıkmadan
Bilmeden
usanmadan.
Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.

Yüreğim sızladığı zaman
Ciğerlerime çekerken kötülüğü,
Ellerimle dokunurken kötülüğe,
Ayaklarıma dolaşırken kötülük,
Şu taşı şurdan alıp şuraya koymamanın pis bunaltısı geçiriyor tırnaklarını gırtlağıma.
Kokuyor işyerleri
Kokuyor günaydınlar.
Ne varsa verilmemiş,
Alınmamış ne varsa;
Edilmemiş söz,
Patlamamış öfke,
Uyutulmuş ne varsa
Ne varsa kokuyor birden bire
Ve kayıyor bir şey parmaklarımdan,
Ve belki de işte o zaman başlıyor sızlamaya yüreğim.

Yani ben dört mevsime bölerek bu yürek sızısını,
Günlere,saatlere bölerek bu yürek sızısını,
Sokağım,kentim,vatanım sanarak bu yürek sızısını,
Bir yaprağı durmadan işliyorum bu ölümsüz ağaca.

Günlere, saatlere bölerek bu yürek sızısını...


Hasan Hüseyin KORKMAZGİL

Erkeğin de, kadının da terbiyesi birbirleriyle tartıştıkları zaman belli olur.
 Bernard SHAW

Oyuncak ve insan kalbi çok benzer birbirine. Bazen tamiri olmaz ikisinin de...
Sunay AKIN 

 
Sanırım hayâl kurarken malzemeden çalıyoruz, çünkü sürekli yıkılıyor!
 J.CHRİSTOPHE

20 Ocak 2011 Perşembe

Aşk İki Kişiliktir
Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksende sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yanlız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.


Ataol Behramoğlu

19 Ocak 2011 Çarşamba

Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlama,
Biraz duraksa..
Neler olup bittiğ
ine anlam verme !
Mutlaka yanlış bir şey oldu..
Düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi,
Ve varlığın ile buluşamadı.

Sorun yok, sadece bekle..

Güneş doğacaktır.
Rüzgar esecek ve yağmur yağacaktır.
Zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur !

İzlemeye devam et..
Şahitlik güzeldir, hem olayın dışındasındır hem de içinde.
Zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur..

"Hayat üçbuçukla dört arasındadır.
Ya üçbuçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın"
.

Neyzen Tevfik" .